Danıştay 3. Daire 2020/2815 Esas 2022/3222 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2020/2815
Karar No: 2022/3222
Karar Tarihi: 19.09.2022

Danıştay 3. Daire 2020/2815 Esas 2022/3222 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/2815 E.  ,  2022/3222 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2020/2815
    Karar No : 2022/3222

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, … Elektrik Malzemeleri İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Ev Aletleri Nakliye Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 2007 ile 2008 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği 2008 yılının muhtelif dönemlerine ait kamu alacakları ile 2007 yılının Aralık dönemine ait katma değer vergisi ve fer'ilerinden, anılan dönemlerde şirketin kanuni temsilcisi olmaması nedeniyle davacının sorumlu tutulamayacağı, 2007 yılının Ekim-Aralık dönemine ait vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile aynı yıla ilişkin kurumlar vergisi ve fer'ilerine dair ihbarnamelerin tarh zamanaşımı süresi içinde şirkete tebliğ edildiğine dair davalı idarece belge sunulmadığından, söz konusu alacağın ise tarh zamanaşımına uğradığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
    Vergi Mahkemesi kararının; dava konusu ödeme emrinin, 2008 yılının muhtelif dönemlerine ait kamu alacakları ile 2007 yılının Aralık dönemine ait katma değer vergisi ve fer'ileri yönünden iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu, kararın değinilen hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.
    Ödeme emri içeriği 2007 yılına ait kurumlar vergisi ve fer'ileri ile Ekim-Aralık dönemine ait vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinin, davacının iş ve işlemlerinden kaynaklandığı yönünde davalı idare tarafından bilgi ve belge sunulmadığı ve kanuni temsilcilik görevinin 30/11/2007 tarihinde sona erdiği hususu dikkate alındığında, belirtilen alacağın davacının kanuni temsilcilik görevinden ayrıldığı tarihten sonra doğduğunun kabulü gerektiği dolayısıyla söz konusu alacaktan davacının sorumlu tutulamayacağı sonucuna varıldığından dava konusu ödeme emrinin değinilen kısmında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle Vergi Mahkemesi kararının sözü edilen hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu belirtilen gerekçeyle reddedilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacı adına, … Elektrik Malzemeleri İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Ev Aletleri Nakliye Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 2007 ile 2008 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla … tarih ve … takip numaralı ödeme emri düzenlenmiştir.
    Dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezalara ilişkin ihbarnamelerin 15/11/2013 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmesine karşın bu durumu ispata elverişli tebliğ evrakı tarh dosyasında bulunmadığından bahisle dosyaya sunulmamıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınmayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükme bağlanmıştır.
    Aynı Kanun'un 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak tebliğ edileceği, şu kadar ki ilgilinin kabul etmesi şartiyle tebliğin daire veya komisyonda yapılmasının mümkün olduğu düzenlemesine yer verildikten sonra, tebliğ yapılacak kimseleri belirleyen 94. maddesinde tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının yeterli olduğu, tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya iş yerlerindeki memur ya da müstahdemlerden birine yapılacağı düzenlenmiştir.
    Öte yandan; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 113. maddesinde; zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak belirtilmiş ve mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği kurala bağlanmış, 114. maddesinin 1. fıkrasında, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı kuralı yer almıştır.
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55. maddesinde amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir "ödeme emri" ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açabileceği kurala bağlanmıştır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Temyiz istemine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; ödeme emrinin, 2008 yılının muhtelif dönemlerine ait kamu alacakları ile 2007 yılının Aralık dönemine ait katma değer vergisi ve fer'ilerine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Dairemizce de uygun bulunmuştur.
    Bir tüzel kişinin kanuni temsilcisinin sorumlu tutularak, 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca takip edilebilmesi için, kamu alacağının sorumlu sıfatıyla kendisinden tahsil edileceğinin kanuni temsilciye duyurulmasından önce, borcun tüzel kişiye usulüne uygun biçimde tebliğ edilmesi, uyuşmazlık yaratılmak suretiyle ya da uyuşmazlık yaratılmaksızın kesinleşmiş bulunmasına rağmen vadesinde ödenmemiş olması, bu nedenlerle tüzel kişinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 54, 55 ve müteakip maddeleri uyarınca takip edilmesi ve bütün bunlara rağmen kamu alacağının tüzel kişiliğin mal varlığından tamamen ya da kısmen tahsil edilememiş olması gerekir.
    6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine itiraz nedenlerinden biri olarak öngörülen zamanaşımı, vergi borcunu ortadan kaldırdığından zamanaşımına uğradığı saptanan vergi ve cezaların tahsili de mümkün değildir.
    Kamu alacağının asıl borçlusu şirket adına düzenlenen 2007 yılına ait kurumlar vergisi ve fer'ileri ile Ekim-Aralık dönemine ait alacağa ait ihbarnamelerin tebliğ alındılarının dosyaya ibraz edilmediği dolayısıyla alacağın şirket açısından usulüne uygun bir biçimde tarh, tahakkuk ve tebliğ safhalarından geçerek kesinleştirilmediği anlaşıldığından ve tarh zamanaşımını kesen başkaca herhangi bir durum ortaya konulamadığından, tarh zamanaşımına uğrayan söz konusu kamu alacaklarının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin değinilen alacağa ilişkin kısmının yazılı gerekçeyle iptali yolundaki Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kısmen reddine,
    2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; ödeme emrinin, 2008 yılının muhtelif dönemlerine ait kamu alacakları ile 2007 yılının Aralık dönemine ait katma değer vergisi ve fer'ilerine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
    3. Kararın; ödeme emrinin, 2007 yılına ait kurumlar vergisi ve fer'ileri ile Ekim-Aralık dönemine ait vergi ziyaı cezası ve gecikme faizine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN İSE REDDİNE,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 19/09/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Hemen Ara