Danıştay 13. Daire 2022/2883 Esas 2022/3218 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2022/2883
Karar No: 2022/3218
Karar Tarihi: 20.09.2022

Danıştay 13. Daire 2022/2883 Esas 2022/3218 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/2883 E.  ,  2022/3218 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2022/2883
    Karar No:2022/3218

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Fonu (…)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Fon'un kayyım olarak görevlendirildiği şirkete ait, İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, … Mahallesi, … ada, … pafta, … parselde bulunan … no.lu bağımsız bölümün davacıya satış işleminin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığından bahisle, devir işleminin geçersiz sayılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Fon'a devredilen bankanın hâkim ortakları, yönetim kurulu üyeleri, denetim kurulu üyeleri, genel müdür, genel müdür yardımcıları ve bunların eş ve çocukları ile evlatlıklarının, bunların diğer kan ve kayın hısımlarının ve imzaya yetkili banka mensuplarının kendi aralarında veya üçüncü kişilerle yaptıkları taşınır ve taşınmaz rehni, ipotek, üst hakkı, intifa hakkı ve oturma hakkı gibi her türlü sınırlı ayni hak tesisine ilişkin sözleşmelerin muvazaalı olarak yapıldığının tespit edilmesi hâlinde sözleşmenin geçersiz kılınması konusunda Fon'a yetki verildiği;
    Davacı tarafından, satış işleminin muvazaalı olmadığı, taşınmazın bedeline ilişkin ödemenin elden yapıldığı ileri sürülse de, söz konusu ödemelere ilişkin bir belge sunulamadığı ayrıca davalı idare tarafından hazırlanan rapor ile şirket hakkında vergi müfettişliğince düzenlenen … tarih ve … sayılı Yükümlülük İhlali Raporunda yer verilen "satışın şüpheli olduğu" yönündeki tespit dikkate alındığında, davacının herhangi bir belge ya da fatura olmaksızın elden ödeme suretiyle taşınmaz satın almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ayrıca ödemenin elden yapıldığının ispatına ilişkin ortaya herhangi bilgi belge sunulmadığı görüldüğünden, dava konusu Fon Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ...Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; mülkiyet hakkının Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile teminat kapsamına alınarak keyfi müdahalelerden korunmak istendiği, üçüncü kişilerin yani devlet, idare, kamu kuruluşları, gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyet hakkına haksız olarak el koymaktan, bu hakkın kullanılmasını engellemekten kaçınmak zorunda olduğu, Anayasa'da mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlanabileceğinin öngörüldüğü, davalı idarenin dava konusu taşınmazların satış işleminin geçersiz sayılarak tekrar eski malik olan … Gayrimenkul A.Ş. adına tescil edilmesine ilişkin işlemin dayanağı olarak gösterdiği 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 134. maddesinde, mülkiyete ilişkin tescilin tapudan terkin edilebileceğine dair açık bir hüküm bulunmadığı, Medeni Kanun'a göre taşınmaz mülkiyetinin kural olarak tescil ile kazanılacağı, bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan yolsuz tescilin ise ancak bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimsenin tapu sicilinin düzeltilmesi için açacağı dava sonucundaki Mahkeme hükmünün kesinleşmesi ile tapudan terkin edilebileceği; bakılan uyuşmazlıkta, davalı Fon tarafından, muvazaalı olduğu iddia edilen satış işleminden dolayı Medeni Kanun hükümleri doğrultusunda adli yargıda tapu iptali ve tescil davası açılabileceği, ancak 6758 sayılı Kanun'un 20. maddesinin atfıyla 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 134. maddesi uyarınca taşınmazlarla ilgili tapu kaydının terkini yapılamayacağı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nce verilen kararın kaldırılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davada, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, uyuşmazlığa konu taşınmazın şirket kayıtlarında rastlanmayan, darbe girişiminden 7 gün sonra 1.600.000-TL kadar büyük bir bedelin elden ödenmesi suretiyle şirket yetkilisinin arkadaşına devredilmesinin muvazaalı olduğu, satış işleminin mal kaçırma saikiyle yapıldığı, dava konusu işlemin Fon'un yetki ve görevleri kapsamında hukuka uygun olarak tesis edildiği, kararda 7145 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasına hiç değinilmediği, 6758 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 134. maddesinin kıyasen uygulanacağının hükme bağlandığı, kıyasen uygulamalarda açık hüküm aranmayacağı, dava konusu satışın 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde yapılan çok sayıdaki muvazaalı işlemden biri olduğu, 5411 sayılı Kanun 4721 sayılı Kanun'a nazaran özel nitelikte bir kanun olduğundan uyuşmazlıkta Bankacılık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, Fon'un kararlarının Anayasa'ya aykırı olmadığı ve mülkiyet hakkını ihlâl etmediği, bilakis kayyımı olduğu şirketin mülkiyet haklarını korumaya yönelik işlemler tesis ettiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin birinci fıkrasında, "Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar." kuralı yer almıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, Danıştay'ın, temyize konu kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayabileceği kuşkusuzdur.
    Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığı konu taşınmazın Fon'un kayyımı olduğu (eski unvanı … Gayrimenkul inşaat Yapı Taahhüt San. Tic. A.Ş. olan) … Proje İnşaat San. Tic. A.Ş. tarafından davacıya satışının yapıldığı, … tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararı ile de söz konusu satış işleminin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığından bahisle geçersiz sayılarak eski malik olan … Proje İnşaat San. Tic. A.Ş. adına tapuya tescil edilmesine karar verildiği görülmekte olup, Bölge İdare Mahkemesi kararında sehven, "eski malik olan … Gayrimenkul A.Ş." ibarenin yazıldığı anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukukî isabetsizlik bulunmamakla birlikte, anılan kararda yer verilen yukarıdaki ibarenin, "Anayasa'da mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlanabileceği öngörülmüş olup, davalı TMSF'nin dava konusu taşınmazın satış işleminin geçersiz sayılarak tekrar eski malik olan … Proje İnşaat San. Tic. A.Ş. adına tescil edilmesine ilişkin işlemin dayanağı olarak gösterdiği 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 134. maddesinde mülkiyete ilişkin tescilin tapudan terkin edilebileceğine dair açık bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır." şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılması ve dava konusu işlemin iptali yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
    5. 2577 sayılı Kanun'un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 20/09/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara