Danıştay 3. Daire 2020/1656 Esas 2022/3281 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2020/1656
Karar No: 2022/3281
Karar Tarihi: 21.09.2022

Danıştay 3. Daire 2020/1656 Esas 2022/3281 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/1656 E.  ,  2022/3281 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2020/1656
    Karar No : 2022/3281

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacının temsil ve ilzam yetkili yönetim kurulu üyesi sıfatıyla 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılan eğitim kurumları arasında bulunan Özel ... Eğitim Hizmetleri Basın ve Yayıncılık Sanayi Ticaret Anonim Şirketi'nin vergi borçlarından dolayı 6183 sayılı Kanun'un 17. ve 13. maddesinin 3. bendi gereğince alınan ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz olurlarına istinaden, Tekirdağ ili Çorlu ilçesi ile Aydın ili Kuyucak ilçesinde bulunan gayrimenkullerine uygulanan haczin kaldırılması isteminin reddi yolundaki ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Sözü edilen şirket 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında 19/09/2016 tarihinde ticaret sicil kaydı terkin edilerek kapatılan şirketin ticaret sicil kaydının silinmesinden önce 2010/6-2011/6 ve 2011/6-2012/6 özel hesap dönemlerine ait hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporlarına istinaden şirket adına yapılan tarhiyatlara karşı açılan davalarda tarhiyatların onanan kısmı için ... nolu ihbarnamelerin düzenlendiği, ardından Tekirdağ Vergi Dairesi Başkanlığı'nın ... tarih ve ... ile ... tarih ve bila sayılı olurlarına istinaden 6183 sayılı Kanun'un 17. maddesi gereğince davacının da aralarında bulunduğu temsil yetkisini haiz diğer yönetim kurulu üyeleri ile birlikte toplam 911.468,89 TL tutarında ihtiyati tahakkuk yapılarak aynı Kanun'un 13. maddesinin 3. bendi uyarınca ihtiyati haciz kararının alındığı ve bu karara dayanılarak davacının taşınmazlarına haciz uygulandığının anlaşıldığı olayda, anılan şirket tarafından tescil edilip Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan ettirilen kararların incelenmesinden; 27/06/2012 tarihli genel kurulu kararı ile davacının üç yıllığına yönetim kurulu üyesi seçildiği, 29/06/2012 tarihli yönetim kurulu kararı ile de yönetim kurulu başkanı seçildiğinin görüldüğü, 6183 sayılı Kanun'un 3. maddesi uyarınca amme borçlusu sıfatını kazanan kanuni temsilciler için aynı Kanun'un 13. maddesi gereğince ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz hükümleri uygulanma imkanı bulunmakla birlikte ihtiyati hacze konu borcun doğduğu dönemde şirketi temsil yetkisine haiz olmadığından, davacının taşınmazları üzerine uygulanan ihtiyati hacizde ve buna bağlı olarak haczin kaldırılması isteminin reddi yolundaki işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İhtiyati haciz müessesesinin kamu alacağının teminat altına alınması amaçlı geçici bir tedbir olması nedeniyle 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinde yazılı şartların bulunması halinde ihtiyati haciz uygulanabileceği, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılan şirketin kanuni temsilcisi olan davacının gayrimenkullerine uygulanan ihtiyati hacizde hukuka aykırılık bulunmadığı, ayrıca ihtiyati hacze karşı onbeş günlük süre içinde itiraz edilebileceği, bu süre içerisinde itiraz edilmediğinden davanın süre yönünden reddedilmesi gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY:
    Davacının taşınmazları üzerine, kanuni temsilcisi olduğu ve 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılan şirketin 2010-2011 ve 2011-2012 özel hesap dönemlerine ait vergi borçlarından kaynaklanan kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesinin 3. bendi gereğince alınan ihtiyati haciz kararı uyarınca uygulanan haczin kaldırılması isteminin reddi yolundaki ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istenmiştir.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesinin 3. bendinde, borçlu kaçmışsa veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimalleri varsa hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre derhal ihtiyati haciz tatbik olunacağı hükme bağlanmıştır.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    6183 sayılı Kanun'un "Amme Alacaklarının Korunması" başlıklı ikinci bölümünde yer alan teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk işlemleri, icrai muamelelere başlamadan önce tahsile konu kamu alacağının tehlikeye girmesini engellemeye yönelik işlemlerdir. Kamu alacağının cebren tahsil ve takibiyle ilgili olmayıp korunmasına yönelik bu işlemlerin asıl muhatabı ise kamu alacağının gerçek borçlusu, diğer bir ifade ile verginin mükellefi veya sorumlularıdır.
    Bu nedenle, tüzel kişiliğin, esas kamu borçlusu olmayan kanuni temsilcileri adına teminat isteme, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz gibi kamu alacağının korunmasına yönelik tedbirlerin uygulanması söz konusu olmayacaktır.
    Tüzel kişilerin kanuni temsilcilerinin ancak kesinleşen ve tüzel kişiliğin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu borçlarından dolayı sorumlu tutulabilecekleri ve haklarında şirket borçlarıyla ilgili olarak ancak bu aşamada ihtiyati haciz gibi kamu alacağının korunmasına ilişkin bir işlemin uygulanabileceği dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından yazılı gerekçeyle işlemi iptal eden Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
    2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine 21/09/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Hemen Ara