Danıştay 13. Daire 2022/418 Esas 2022/3267 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2022/418
Karar No: 2022/3267
Karar Tarihi: 22.09.2022

Danıştay 13. Daire 2022/418 Esas 2022/3267 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2022/418 E.  ,  2022/3267 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2022/418
    Karar No:2022/3267

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: "Aydın ili, Kuşadası ilçesi, … Mahallesi, … Sokak, No:…" adresinde; tapunun … ada, … sayılı parselinde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan iş yerinin kiralanmasına ilişkin olarak davalı idarece 28/12/2020 tarihinde gerçekleştirilen ihaleyi 34.500,00-TL'lik teklifiyle kazanmasına rağmen, 04/03/2020 tarihinde katılmış olduğu ve kazandığı ihalede sözleşme imzalamadığından bahisle 1 yıl süreyle ihalelere katılmaktan yasaklanmış olması nedeniyle ihale kararının onaylanmamasına ilişkin davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısı ile bildirilen … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; dava konusu işlemin davacıya bildirilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı yazının davacının mernis adresine gönderilmek suretiyle 7201 sayılı Tebligat Kanunun 21. maddesine göre 22/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği anlaşılan tebliğ tarihini izleyen 23/01/2021 tarihinden itibaren, son günü 21/02/2021 olmak üzere 30 günlük dava açma süresi içerisinde dava açılması gerekirken bu süre içerisinde dava açılmadığı; bu durumda, davacı tarafından geçici teminatının iadesi ve ihale sonucuna ilişkin encümen kararının tarafına gönderilmesi istemiyle davalı idareye yapılan 28/07/2021 tarihli başvurunun davalı idarece reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin davacıya tebliğ edildiği 11/08/2021 tarihinden sonra 10/09/2021 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin usûlüne uygun tebliğ edilmediği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    "Aydın ili, Kuşadası ilçesi, … Mahallesi, … Sokak, No:…" adresinde; tapunun ...ada, ... sayılı parselinde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan iş yerinin kiralanmasına ilişkin olarak davalı idarece 28/12/2020 tarihinde gerçekleştirilen ihale 34.500,00-TL'lik teklifiyle davacının üzerinde kalmış, ancak davacının 04/03/2020 tarihinde katıldığı ve kazandığı ihalede sözleşme imzalamadığından bahisle 1 yıl süreyle ihalelere katılmaktan yasaklanmış olması nedeniyle 07/01/2021 tarihli işlemle ihale onaylanmamış, ihalenin onaylanmadığı ve yatırılan teminatının irat kaydedileceği 12/01/2021 tarihli yazıyla davacıya 22/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir.
    Davacı tarafından, yatırmış olduğu geçici teminatının iadesi ve 28/12/2020 tarihinde gerçekleştirilen ihale sonucuna ilişkin encümen kararının tarafına gönderilmesi istemiyle davalı idareye 28/07/2021 tarihinde başvuru yapılmış, davacının başvurusuna 03/08/2021 tarih ve 16244 sayılı işlemle cevap verilmiş ve bu işlem davacıya 11/08/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir.
    Bunun üzerine, 28/12/2020 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin onaylanmamasına ilişkin 07/01/2021 tarihli işlemin iptali istemiyle 10/09/2021 tarihinde bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa'nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin "yazılı bildirim" tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
    20/01/1982 tarihinde yürürlüğe giren 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda idari yargıda uygulanan “genel yargılama usulü” ve 7. maddesi ile devamı maddelerde de “genel dava açma süreleri” düzenlenmiş bulunmaktadır. Anılan 7. maddede, özel süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin "altmış gün" olduğu ve bu sürenin yazılı bildirim tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı kurala bağlanmıştır.
    Buna karşılık, 2577 sayılı Kanun'a, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle eklenen 20/A maddesiyle, bir kısım işlemlere karşı açılan davalarda, genel yargılama usulünden farklı olarak, gerek dava, gerekse temyiz aşamasında uygulanacak “ivedi yargılama usulü” getirilmiş; ayrıca, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin "otuz gün" olduğu ve bu Kanun'un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür. Anılan maddede, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı kural altına alınmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Anayasa'nın 40. maddesine eklenen ikinci fıkranın gerekçesinde, bu değişikliğin, bireylerin yargı ya da idarî makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkân sağlanması amacıyla ve son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesinin hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk hâline gelmesi nedeniyle yapıldığına değinilmiştir.
    Anayasal düzenlemeler ve değinilen gerekçeden; Devletin, kurumları vasıtasıyla tesis edilen her türlü işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak yargı yeri veya idarî makamlar ile başvuru süresinin gösterilmesinin bir anayasal zorunluluk hâline getirildiği anlaşılmaktadır. Anayasa'nın bağlayıcılığı karşısında, bu zorunluluğa; yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının uymakla yükümlü oldukları sonucuna ulaşılmaktadır.
    Bu durumda, ilgililere başvuru yolu ve süresi belirtilmeden yapılan yazılı bildirim üzerine dava açılması durumunda, bu kişilerin mevzuattan kaynaklan karışıklık nedeniyle kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, ayrıca uyuşmazlığın genel yargılama usulüne mi yoksa ivedi yargılama usulüne mi tâbi olduğu noktasında tereddüt yaşamaları olası bulunduğundan, dava açma süresi hesaplanırken yazılı bildirim tarihinin başlangıç alınması ancak özel dava açma süresinin değil açık, anlaşılabilir ve ulaşılabilir olan genel dava açma süresinin işletilmesi gerekir.
    Nitekim Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 15/03/2022 tarih ve E:2021/2, K:2022/1 sayılı kararı da bu yöndedir.
    Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığa konu ihalenin onaylanmamasına ilişkin 07/01/2021 tarihli işlemin davacıya bildirildiği 12/01/2021 tarihli yazıda, dava konusu işlemin ivedi yargılama usulüne tâbi olduğunun ve davacının bu işleme karşı hangi kanun yolları ile mercilere başvurabileceğinin ve dava açma süresinin belirtilmediği görülmektedir.
    Bu itibarla, temyize konu Mahkeme kararında her ne kadar davacı tarafından 23/01/2021 tarihinden itibaren otuz gün içinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, dava konusu işlemin davacıya bildirildiği 22/01/2021 tarihli yazıda, işleme karşı hangi kanun yolları ve mercilere başvurulabileceği ve dava açma süresi belirtilmediğinden, uyuşmazlıkta özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği; bu durumda, 23/01/2021 tarihinden itibaren 60 günlük genel dava açma süresi içinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 10/09/2021 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine imkân bulunmadığı anlaşıldığından, sure aşımı nedeniyle davanın reddi yolundaki temyize konu Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
    5. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
    6. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 22/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara