Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/8445 Esas 2022/16587 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/8445
Karar No: 2022/16587
Karar Tarihi: 22.11.2022

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/8445 Esas 2022/16587 Karar Sayılı İlamı

5. Hukuk Dairesi         2022/8445 E.  ,  2022/16587 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
    SAYISI : 2022/1080 E., 2022/1197 K.
    MAHKEMESİ : ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazların tapusunun Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, mahkeme kararının 09.09.2019 tarihinde kesinleştiğini, uğramış olduğu zararın mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazine’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davanın zamanaşımına uğradığını, Hazine’nin kusurlu ya da kusursuz sorumluluğunun olmadığını, Hazine’nin iptal işlemi ile oluşan zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını davanın husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı Hazine; davanın süresinde açılmadığı, davalı idarenin husumet ehliyeti olmadığı, orman vasfında olduğu için taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağını, zararla tazminat miktarı arasında illiyet bağı bulunmadığını, faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini ve böyle bir davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve tespit edilen bedelin değerlendirme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazine’den tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı Hazine vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususlar yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usûl ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaz tarım arazisi niteliğinde olduğu halde arsa vasfında kabul edildiğini ve arsa vasfında yapılan değerlendirmenin Yargıtay içtihatlarına uygun yapılmadığını, davanın bir yıllık dava süresi geçtikten sonra açıldığını, husumetin Orman Genel Müdürlüğü’ne yöneltilmesi gerektiğini, tespit edilen tazminatın fahiş olduğunu, tapu iptal ve tescil kararın kesinleştiği tarihten itibaren tespit edilen tazminata faiz yürütülmesinin haksız ve yersiz olduğunu, ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
    Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk

    1. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
    “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

    2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

    3. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

    4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

    3. Değerlendirme
    1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun(6100 sayılı Kanun)’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

    2. Dava konusu ... İli, Tekkeköy İlçesi, Ovabaşı Mahallesi, 1608 ada 206, 207 ve 208 parsel sayılı, sırası ile 3474.56 m², 3370.87 m² ve 4199.51 m² yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazların davacı adına tapuda kayıt iken, taşınmazların beyanlar hanesine ... Kadastro Müdürlüğü tarafından 17.09.2014 tarih ve 3697 yevmiye numaralı işlem ile "Taşınmazın tamamı orman sınırı içerisinde kalmaktadır." şeklinde, ... Orman İşletme Müdürlüğü tarafından 16.11.2018 tarihli ve 7121 yevmiye numaralı işlem ile "Taşınmazın tamamı/bir kısmı orman içerisinde kalmaktadır." şeklinde şerh konulduğu, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/13 Esas, 2019/308 Karar sayılı kararı ile taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın kanun yolu incelemesinden geçmeksizin 09.09.2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 22.04.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

    3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğindeki ... İli, Tekkeköy İlçesi, Ovabaşı Mahallesi, 1608 ada, 206, 207 ve 208 parsel sayılı taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007. maddesi gereğince davalı Hazine'den tahsiline ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,22.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara