Esas No: 2020/4879
Karar No: 2022/3344
Karar Tarihi: 26.09.2022
Danıştay 3. Daire 2020/4879 Esas 2022/3344 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2020/4879 E. , 2022/3344 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/4879
Karar No : 2022/3344
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) :…
İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K…. sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin muhtelif kamu alacağının tahsili için düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezaların, davacının araç alım ve satımından dolayı kayıt dışı hasılatı bulunduğundan bahisle 09/11/2015 tarihinde takdire sevki üzerine 27/09/2016 tarihli takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan tarhiyata ilişkin olduğu, 03/10/2016 tarihli vergi ve ceza ihbarnamelerinin 15/10/2016 ve 16/10/2016 tarihlerinde e-tebligat yoluyla tebliğ edildiği, davacının 04/10/2016 tarihli başvurusu ile 6736 sayılı Kanun'un 2.maddesi kapsamında kesinleşmiş vergi borçlarını yapılandırdığı ancak yapılandırma esnasında dava konusu edilen ödeme emri içeriği kamu alacaklarıyla ilgili olarak kendisine bir bildirimde bulunulmadığının anlaşıldığı olayda, sırf zamanaşımını durdurmak amacıyla takdire sevk işlemi 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 114. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresini durdurmayacağından, hakkında uyuşmazlık konusu husus ile ilgili olarak gerçek bir takdire sevk nedeni belirtilmeden davacının takdir komisyonuna sevki üzerine, takdir komisyonu kararında belirlenen matrah üzerinden 2010 yılı için yapılan tarhiyat ve hesaplanan gecikme faizi zamanaşımına uğradığından dava konusu ödeme emrinin 2010 yılı kamu alacaklarına ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı, 6736 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanmak üzere başvuruda bulunan davacıya sadece kesinleşmiş kamu alacaklarının bildirilmesi ve sadece bu alacaklar bakımından 6736 sayılı Kanun hükümlerinden faydalandırılması, davacının açık ödeme niyetine rağmen başvurudan bir gün önce davalı idarece davacı hakkında düzenlenen ve iş bu davanın konusunu teşkil eden ödeme emri içeriği 2011 yılına ilişkin kamu alacağı kalemlerini içerir ihbarnamelerin davacıya bildirilmeyerek davacının bu ihbarnameler bakımından 6736 sayılı yasa hükümlerinden faydalanmasının engellenmesi, bu ihbarnamelerin kesinleşme süreçlerini ve doğal olarak kaynağını bunlardan alan dava konusu ödeme emrini 2011 yılına ilişkin alacak kalemleri bakımından da hukuka aykırı hale getirdiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının kayıt dışı araç alım ve satımından doğan kazancının takdiri için takdir komisyonuna sevk edilmesinin zamanaşımı süresini durduracağının açık olduğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 74.maddesinde takdir komisyonunun görevleri sayılmış olup davacının alım satıma konu araçların değer takdirinin komisyonca yapılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, 6736 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç aylık bir sürede faydalanma imkanı varken davacının bu imkanı kullanmadığı, vergi ve ceza ihbarnameleri tebliğ edilmesine karşın dava konusu edilmediği gibi ödeme de yapılmadığı, kamu alacaklarının tahsili için düzenlenen ödeme emrinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının 2010 ve 2011 yıllarında kayıt dışı araç alım ve satımı faaliyetinde bulunduğunun tespiti üzerine ilgili yıllar kazancının takdiri için 09/11/2015 tarihinde takdire sevk edildiği, 27/09/2016 tarihli takdir komisyonu kararlarına dayanılarak 03/10/2016 tarihinde düzenlenen vergi ve ceza ihbarnamelerinin 10/10/2016 ve 11/10/2016 tarihlerinde e-tebligat yoluyla davacıya gönderildiği ve 15/10/2016 ile 16/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından ihbarnamelere konu vergi ve cezalara karşı dava açılmaması ve herhangi bir ödemede bulunulmaması üzerine sözü edilen vergi ve cezaların tahsili için dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, bu sırada, davacının 04/10/2016 tarihinde davalı idareye başvurarak 6736 sayılı Yasa'nın 2.maddesi kapsamında kesinleşmiş olan borçlarını yapılandırdığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde re'sen tarhiyat, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak tanımlanmış, 74. maddesinin (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak, takdir komisyonunun görevleri arasında sayılmış, komisyonunun yetkilerini düzenleyen 75. maddenin 1. fıkrasında ise 72. maddenin 1. fıkrasına göre kurulan takdir komisyonunun 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisini haiz olduğu kuralına yer verilmiştir.
Aynı Kanun'un 113. maddesinde zamanaşımı; süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak belirtilmiş, 114. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında ise vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı, şu kadar ki vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, duran zamanaşımını mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği, ancak işlemeyen sürenin her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği hükme bağlanmıştır.
6736 sayılı Kanun'un inceleme ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler başlıklı 4.maddesinde, bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edileceği, bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar YİÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir, hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
213 sayılı Kanun'un 30. maddesine göre vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği tartışmasız olup zamanaşımı süresi içinde takdire sevk edilmekle işlemekte olan zamanaşımı süresinin duracağı 213 sayılı Yasanın 114'üncü maddesi gereğidir.
E-tebligat sistemine dahil olan davacının kendisine usule uygun şekilde 15/10/2016 ve 16/10/2016 tarihlerinde tebliğ edilen ihbarnameler ile duyurulan vergi ve cezalara karşı otuz gün içinde dava açma hakkı bulunduğu gibi ilgili tarihte yürürlükte olan 6736 sayılı Kanun'un 4.maddesi kapsamında ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yapacağı başvuru ile yapılandırma talebinde bulunabileceği açıktır.
Bu durumda 2010 ve 2011 yılı hesap ve işlemlerinin takdire sevk edilmesiyle zamanaşımı süresinin durduğunun kabulü gerektiğinden, usule uygun şekilde tebliğ edilmesine karşın vergi ve cezalara karşı dava açılmadığı gibi herhangi bir ödemede bulunulmadığı anlaşılan kamu alacaklarının davacıdan tahsili için düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmemiş olup, yazılı gerekçeyle ödeme emrini iptal eden Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine ilişkin Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 26/09/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.