Esas No: 2022/9152
Karar No: 2022/17078
Karar Tarihi: 29.11.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/9152 Esas 2022/17078 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2022/9152 E. , 2022/17078 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Odunpazarı ilçesi, Cunudiye mahallesi 2538 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı halde fiilen bir okul olarak kullanıldığını bu nedenle taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; okul alanların bedelsiz olarak karşılanması gerektiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taşınmaz bedelinin düşük hesaplandığını, emsal incelemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu taşınmaz için bedel istenemeyeceğini, dava konusu taşınmaz üzerinde imar uygulaması yapılması gerektiğini, taşınmazın Milli Eğitim Bakanlığına tahsisli olduğunu, kaldı ki fazla bedel belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı idare vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, taşınmazın tamamının davalı idare tarafından fiilen okul olarak kullanıldığından, tamamının bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmediğini, mahkeme kararının usûl ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; tespit edilen bedelin çok düşük olduğunu, bilirkişiler tarafından yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını, Yıldıztepe Mahallesinde dava tarihi itibarıyla 2.100,00 TL/m² değer belirlendiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; eldeki davanın belirsiz alacak davası koşullarını taşımadığını, hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) mülga 38 inci maddesine istinaden 20 yıllık sürenin geçtiğini, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceğini, dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında temel eğitim alanında kaldığını ve bu amaçla kullanıldığını, taşınmazı imar planında bu alana tahsis edenin davalı ... olduğunu, hem kendi taşınmazını imar planında temel eğitim alanına tahsis etmesi sonra da bu nedenle tazminat talep etmesinin çelişkili olduğunu, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, emsal karşılaştırmasının Yasa ve Yargıtay içtihatlarına uygun olarak yapılmadığını, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 15inci maddesi uyarınca sorumlu idarenin davacı ... olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile ıslah ile artırılan kısma ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Eskişehir ili, Odunpazarı ilçesi, Cunudiye mahallesi 2538 ada 7 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca tamamı fiilen okul olarak kullanılan taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.