(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2019/1948 E. , 2021/4994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "... bilirkişi raporunda, teknik bilirkişilerin hükme esas alınan rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen kısmın arpa ekili olduğu, (B) harfi ile belirtilen kısımın ise kapama bağ vasfında bulunduğunu açıklandığı halde taşınmazın dava tarihinden geriye en az kaç yıldır tarım arazisi olarak kullanıldığının açıklanmadığı, taşınmazda bağ vasfında bulunan kısımda kaç adet bağ omcası bulunduğunun ve bağ omcalarının yaşlarının belirtilmediği, dolayısı ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi bakımından tereddüt oluştuğu, ayrıca keşifte dinlenilen yerel bilirkişi’nin yaşı itibari ile taşınmazın evveliyatını bilmesinin mümkün olmadığı bu durumda kadim mera araştırmasının da yetersiz olduğu, diğer taraftan taşınmazın niteliğinin tespiti bakımından tapulama çalışmaları sırasında uygulanan tapu kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü ne okuduğu konusunun üzerinde de durulmadığı açıklanarak dava tarihinden 20-30 yıl öncesine ait (1975-1985) stereoskopik hava fotoğraflarının getirtilerek ve bu fotoğrafların stereoskopla veya uygun yöntemlerle incelenmesi, ... mühendisi bilirkişisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği, kullanım süresinin ne zaman başladığı, taşınmaz üzerindeki bağ omcalarının sayısı ve yaşlarının belirlenmesine çalışılması, taşınmazın öncesinin kadim mera niteliğinde olup olmadığının araştırılması bakımından, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre, komşu köylerden yaşları nizalı taşınmazın evveliyatını bilebilecek durumda, olabildiğince yaşlı yerel bilirkişiler tespit edilmesi, tespit edilen komşu köy ile diğer yerel bilirkişileri ile tüm taraf tanıklarının HMK.nun 243 ve 244.maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, aynı kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların mümkün olduğunca keşif yerinde dinlenmeleri, dava konusu taşınmazın öncesinde ne niteliğinde bulunduğunun, taşınmazda kim yada kimler tarafından ne şekilde hangi tarihte imar-ihya çalışmalarına başlandığı, imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin, zilyetliğin dava tarihine kadar ne şekilde ve kim tarafından sürdürüldüğünün yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasındaki çelişkinin HMK.nun 261. maddesi gereğince giderilmesi, bundan başka komşu parsellere tapulama çalışmaları sırasında uygulanan tapu ve varsa vergi kayıtlarının keşifte uygulaması yapılarak nizalı taşınmaz yönünün ne ya da kim okuduğunun belirlenmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın, davalı ... Köy Tüzel Kişiliği yönünden kabulüne, davalı Adıyaman Valiliği yönünden ise pasif husumet yokluğundan reddine, teknik bilirkişiler İlhan Avcı ve ... tarafından ibraz edilen 27.10.2015 tarihli rapor ve eki krokide (A) harfi ve sarı renk ile gösterilen 35.054,47 metrekarelik, (B) harfi ve sarı renk ile gösterilen 13.162,64 metrekarelik ve (C) harfi ve sarı renk ile gösterilen 4.658,06 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile bu bölümlerin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ... Valiliği vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesi gereğince mahkemelerce verilecek hükmün, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, infazı kabil olması gerekmektedir. Dava konusu taşınmaz bölümleri, dava tarihinde tescil harici olmakla beraber, yargılama sırasında 04.06.2009 tarihinde ihdasen kamu orta malı – mera vasfıyla sınırlandırıldığına göre, hüküm yerinde bu parselden sözedilmek suretiyle mera sicil kaydının iptaline ve bu kısımların davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, parsel numarası belirtilmeksizin iptal ve tescil kararı verilerek tereddüte neden olunması isabetsiz olduğu gibi, mera tahsis kararının iptali istemi ile açılan davada davalı Adıyaman Valiliği yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verildiğine ve sözü edilen davalı yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğine göre, bu davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.