Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2701 Esas 2020/5710 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2701
Karar No: 2020/5710
Karar Tarihi: 07.12.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2701 Esas 2020/5710 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/2701 E.  ,  2020/5710 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 14.03.2018 tarih ve 2015/430 E- 2018/400 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 18.01.2019 tarih ve 2018/920 E- 2019/17 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının lehtarı olduğu 500.000.-TL bedelli bonoya dayanarak davacı aleyhine icra takibi başlattığını, bononun davacının eski müdürü ... tarafından davacıdan haksız kazanç elde etmek amacıyla eski tarihli ve bedelsiz olarak davalı lehine düzenlendiğini, davacının ticari defterlerinde tanzim tarihi öncesi ve sonrasında 500.000.-TL nakit girişi olmadığını, davalı Sarayköy Cumhuriyet Başsavcılığı"nda vermiş olduğu ifadesinde davacıdan alacağının olmadığını, dava dışı 3. kişiler ...ve ...’tan geçmiş dönemden olan alacağı için bu bonoyu aldığını beyan ettiğini ileri sürerek, davacının bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini ve davalı aleyhine tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı şirket adına kambiyo senedi tanzim etmeye yetkili kişi tarafından tanzim edilen bonoya dayalı olarak icra takibi yapıldığını, davalı hakkındaki şikayetin takipsizlikle sonuçlandığını, şirket ortağıyken davalıdan alınan borca karşılık davacıdan gerçekleştirilen borçlanmanın şirket tüzel kişiliğini bağlayacağını, şirket yetkilileri ile şirket tüzel kişiliği arasındaki ihtilafların davacıya karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek, davanın reddini ve davacı aleyhine tazminata karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve mahkemece benimsenen bilirkişi raporlarına göre, bonoyu tanzim eden davacı şirket müdürü ...’ın soruşturma ifadesinde dava konusu bonoyu davacı şirketin büyük ortağı olan ..."in kendisinden düzenlemesini istediğini, ...ile davalı arasında ne gibi bir ticari ilişki olduğunu bilmediğini, kendisinin de bonoda yazan tüm kısımları kendi el yazısı ile yazarak senedi doldurduğunu ve şirkete ait kaşeyi basarak imzaladığını ve daha sonra da senedi ..."e verdiğini, şirketten ayrıldıktan sonra eski tarihli senet düzenlenmediğini beyan ettiği, dava konusu bononun düzenleme tarihi olan 01.11.2010 tarihi itibariyle ...’ın, davacı şirketin müdürü ve şirket namına bono keşide etmeye yetkili olduğu, senet metninde nakden kaydının mevcut olduğu, davalı soruşturma dosyasındaki ifadesinde hakkındaki icra takipleri nedeniyle mal varlığını muvazaalı şekilde ..."e devrettiğini, onun da söz konusu mal varlığını ..."a devrettiğini, kendisinin cezaevinden çıktıktan sonra ...ve ..."la görüşüp dava konusu bononun düzenlenerek aradaki borç ilişkisinin kaldırılması konusunda anlaştıklarını, aralarındaki anlaşmaya göre bono bedeli olan 500.000,00 TL"nin bir yıl içinde ödeneceğini, ancak ödenmediği için icra takibine giriştiğini, senedin kendisine düzenlenmiş olarak geldiğini, senedi kimin düzenlediğini bilmediğini, senedin kendisine ... ve ...tarafından verildiğini beyan ettiği, davalının bonodaki borç ikrarının esasen kendisi ile keşideci şirket arasındaki temel borç ilişkisine dayanmadığı, bononun ...ve ..."un davalıya olan borcunun şirket tarafından üstlenilmesi nedeniyle tanzim edildiğini belirttiği, davalı bonodaki bedel kaydını, borcun kaynağının esasen devrettiği mallar olduğunu beyan etmek suretiyle talil ettiği, bu durumda ilk olarak davalı tarafça ...ve ..."un kendisine olan borcunun şirket tarafından üstlenildiğinin ispatı gerektiği, davacı şirket eski müdürü ..."ın savcılıktaki ifadesi ve hayatın olağan akışı uyarınca bir kimsenin borçlu olmadığı halde kambiyo senedi düzenlemesinin düşünülemeyeceği, bu bağlamda bononun düzenlenmiş olmasını borç üstlenme iradesinin tecellisi olarak görmek gerektiği, bonodaki bedel kaydını talil eden davalının bono tanzimine sebep teşkil eden borçlulara mal varlığını devretmiş olduğunu ispatlaması gerektiği, Sarayköy Tapu Sicil Müdürlüğü"nden, davalı ... adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarının getirtildiği, gelen tapu kayıtlarına göre davalı adına kayıtlı taşınmazların önce Halil Kural"a daha sonra ..."e, ..."den de ..."a devredilmiş olduğu, ... ile ..."in yakın akraba oldukları anlaşıldığı, mevcut bu durumun davalının savunmalarını doğruladığı, dava konusu senedin bu borç ilişkileri karşılığında düzenlendiği ve davacı şirketin, şirket ortağının borcunu üstlendiği kanaatine varıldığı, davacı tarafından bu durumun aksini gösterir herhangi bir delil ve belge sunulamadığı gerekçesiyle davanın ve davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi"nce, gerek davacı şirket müdürünün gerekse davalının Cumhuriyet Savcısı huzurunda vermiş oldukları ifadelerde davaya konu bononun davalının devrettiği mal varlığı unsurları karşılığında davacı şirket tarafından verildiği, esasen tanzim amacının borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğu, dava dışı şirket müdürü, ..."ın bonoyu geçmiş tarihli olarak düzenlediği yönünde herhangi bir bilginin bulunmadığı, davalı tarafça bono talil edildikten sonra yapılan araştırmada davalının taşınmazlarının davacı şirket ortağı ..."in akrabası olan ..."a devredildiği, bu hali ile talil neticesinde ispat külfetini üzerine alan davalının bu külfeti yerine getirdiği anlaşıldığı, davacı şirket müdürü ..."a verilen yetkiler incelendiğinde; adı geçenin şirket adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin olduğu görüldüğü, bu durumda ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dava dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara