Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3856 Esas 2015/6698 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3856
Karar No: 2015/6698
Karar Tarihi: 17.11.2015

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3856 Esas 2015/6698 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık E.. S..\"ın dolandırıcılık suçunu işlediği iddiasıyla Erzurum 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı belirtilmektedir. Sanığın, sahte bir isim kullanarak tanıdık bir müteahhitmiş gibi davranarak, askeri lojmanların dış mantolama işini ihaleye vereceklerini ve müteahhit aradıklarını söyleyip, parayı göndermesini istediği ve bunun sonucunda dolandırıcılık suçunun oluştuğu belirtilmektedir. TCK'nın 39/2-c maddesi karşılaştırıldığında, sanığın suçun işlenmesini kolaylaştırdığı ve suça iştirak ettiği sonucuna varılmıştır. Ancak, sanığın suçun asli faili olarak değerlendirilmesi gerektiği yönündeki savunmalar kabul edilmediği için karar temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda, sanık hakkında TCK'nın 39/2-c maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz olmadığından karar bozulmuştur. Kanun maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmamıştır.
23. Ceza Dairesi         2015/3856 E.  ,  2015/6698 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 15 - 2012/58512
    MAHKEMESİ : Erzurum 1. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 27/12/2011
    NUMARASI : 2011/239 (E) ve 2011/568 (K)
    SUÇ : Dolandırıcılık


    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık E.. S.."ın ............ Belediye Başkanını telefon ile arayarak kendisini daha önce ilçede görev yapan “............” sahte ismiyle tanıttığı, Erzurum il merkezindeki askeri lojmanların dış mantolama işini ihaleye vereceklerini söyleyerek, tanıdık bir müteahhit olup olmadığını sorduğu, Hınıs Belediye Başkanının da müteahhitlik yapan katılanı arayıp durumu ilettiği ve sanık E.. S.."ın numarasını katılana verdiği, katılan bu numarayı aradığında telefona kendisini astsubay olarak tanıtan bir şahsın çıktığı ve telefonu “...........” ismini kullanan sanık E.. S.."a verdiği, sanığın katılana acilen Erzurum"daki askeri lojmanların dış mantolama işini yaptıracaklarını söyleyip, 26.700 TL"lik eski tarihli geçici teminat mektubu almasını istediği, katılanın bankaya sorduğunda bunun mümkün olmadığının bildirildiği, bunun üzerine sanığın katılana "o zaman sen teminat tutarı olan 26.700 TL"yi sana vereceğim hesap numarasına yatır, ben Erzurum"a gelecek askeri uçakla ihale evraklarını sana göndereceğim" dediği ve diğer sanık N.. E.."a ait banka hesap numarasını verdiği, katılanın bu hesaba 26.700 TL parayı gönderdiği ve aynı gece ihale evraklarını almak üzere Askeri Hava Limanı"na gittiği, ancak o gece herhangi bir askeri uçağın gelmeyeceğini öğrendiği ve irtibat kurduğu telefon numarasını aradığında telefona ulaşamadığı, güvenlik kamerası görüntülerinden sanıkların parayı birlikte çektikleri anlaşıldığından dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.


    5237 sayılı TCK"nın 39/2-c maddesinin uygulanabilmesi için failin eyleminin suçun icrasını kolaylaştırmaya yönelik sadece yardım ile sınırlı kalması ve icra hareketlerini yapan failin fiili ile iş birliği içerisinde olmamasının gerekmesi karşısında, sanıkların çelişkili anlatımları ile banka güvenlik kamerası görüntülerinden sanıkların bankadan parayı birlikte çektiklerinin anlaşılması karşısında her ikisininde suçun asli faili durumunda oldukları gözetilmeden sanık N.. E.. hakkında şartları oluşmadığı halde TCK"nın 39/2-c maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerde yer alan TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkartılarak yerlerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan sanıklar hakkındaki hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara