Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3942 Esas 2015/6640 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3942
Karar No: 2015/6640
Karar Tarihi: 16.11.2015

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3942 Esas 2015/6640 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, satın almak istediği aracı ödemesi gereken bedelle anlaştığı mağdura, öncelikle aracın zilyetliğini devralarak teminat amaçlı 22,000.00 TL'lik suça konu çeki verdi. Ardından aracın kazaya karıştığını ve mağdurun zarara uğrayacağını belirtmek suretiyle kendisi lehine tanzim edilmiş satış yetkisini içeren bir vekaletname çıkartılmasını talep etti. Mağdurun vekaletnameyi çıkartmasının ardından sanık ortadan kaybolurken çekin sahte olduğu anlaşıldı. TCK’nın 158/1-f maddesi uyarınca suçun nitelikli dolandırıcılık olduğuna karar verildi. Ancak sanığın adli para cezasının belirlenmesi aşamasında suçtan elde ettiği menfaatin iki katından az olmayacak şekilde belirleme yapılması gerekirken bu yapıl(a)madığından dolayı cezada eksiklik tespit edildi. Ayrıca sanığın gözaltında geçirdiği sürelerin cezasından mahsubunun yapılmamış olması da infaz aşamasında gözetilmesinin mümkün olacağı belirtildi. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 158/1-f, 53/1-c ve 50/1-a maddeleri yer almaktadır.
23. Ceza Dairesi         2015/3942 E.  ,  2015/6640 K.
"İçtihat Metni"


Tebliğname No : 15 - 2012/61806
MAHKEMESİ : Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/10/2011
NUMARASI : 2010/239 (E) ve 2011/258 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
SUÇ TARİHİ : 21/12/2009
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın mağdur B.. T.."e ait .... plakalı Hyundai Getz marka aracı satın almak için mağdur ile 14,750.00 TL bedel üzerinde anlaştığı, taraflar arasındaki anlaşmaya göre, sanığın mağdura aracın satış bedelinin yarısını peşin olarak 2 gün içerisinde vereceğini, geri kalanını ise bir hafta sonra ödeyeceğini ifade ederek bu süre zarfında geçerli olmak üzere teminat maksadıyla 22,000.00 TL bedelli suça konu çeki verdiği ve aracın zilyetliğini devraldığı, sanığın aracı aldıktan iki gün sonra mağduru arayarak aracın kazaya karıştığını eğer aracın devrini almazsa mağdurun zarara uğrayacağını ifade ettiği ve araç üzerinde kendi lehine tanzim edilmiş satış yetkisini içerir bir vekaletname çıkartmasını talep ettiği, müştekinin 21.12.2009 tarihli vekaletname çıkartmış olduğu, ancak sanığın telefonlara çıkmaması ve parayı teslim etmek üzere gelmemesi üzerine şüphelenerek sanığı vekaletten azlettiği gibi kendisine sanığın vermiş bulunduğu çeki bankadan sordurttuğu, çekin sahte olduğunun anlaşılması üzerine soruşturmaya başlandığı ve aracın sanık yanında bulunarak kolluk görevlilerince mağdura teslim edildiği iddia ve kabul olunan olayda;
Sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesi uyarınca cezaya hükmedilirken adli para cezasının belirlenmesi aşamasında suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olmayacak şekilde belirleme yapılması gerekirken sanık hakkında eksik cezaya hükmolunmuş olması aleyhe temyiz olmadığından; sanığın gözaltında geçirdiği sürelerin, TCK"nın 63. maddesi gereğince cezasından mahsubunun yapılmamış olması, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
TCK’nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, keza sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen gün adli para cezasının, paraya çevrilmesi aşamasında uygulama yeri bulunmayan TCK 50/1-a maddesi zikredilmek suretiyle hükmün karıştırılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi ve hükmün 3. fıkrasında yer alan “50/1-a ve” ibaresinin çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve Kanun"a uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Hemen Ara