23. Ceza Dairesi 2015/5978 E. , 2015/6301 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 4 - 2012/63565
MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/09/2011
NUMARASI : 2007/51 (E) ve 2011/1579 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
SUÇ TARİHİ : 18/11/2005
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Daha önceden tanıdığı ve olay günü çay ocağında oturmakta olan şikayetçi K.. Ç.."ın yanına giderek telefonunu bir görüşme yapıp geri vermek üzere isteyen, şikayetçinin rızası dahilinde aldığı telefonla dışarı çıkan ve bir daha geri dönmeyen sanığın güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-Sanığın, şikayetçiye ait cep telefonunu bir yeri arayacağını söyleyerek aldıktan sonra cep telefonuyla kaçma şeklindeki eyleminin, şikayetçinin zilyetliği devir iradesi olmadığından hırsızlık suçunu oluşturacağından, TCK"nın 141/1. maddesi uyarınca cezalandırılması gerekirken suç vasfında ve değerlendirmede yanılgıya düşülerek güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a) 5237 sayılı TCK"da gün para cezası sistemi kabul edilmiş olup, sanık hakkında TCK"nın 155/1. maddesi gereğince ceza belirlenirken öncelikle adli para cezasına esas teşkil edecek tam gün sayısının belirlenerek bir gün karşılığı mahkemece takdir ve tayin olunacak miktarla çarpılarak para cezası miktarının belirlenmesi gerekirken, infazda tereddüt doğuracak şekilde doğrudan para cezasının belirlenmesi,
b) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırının üzerinde tayin edilmesi,
c) TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki "velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun" sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK"nın 326/son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına 10/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.