Esas No: 2015/3170
Karar No: 2015/5756
Karar Tarihi: 28.10.2015
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3170 Esas 2015/5756 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklardan ..."in, katılan ... ile görüşerek jandarma matbaasında iş bulacağını vaad ettiği, katılan Uğur"un arkadaşı müşteki ..."a haber vererek gerekli belgeleri hazırlamasını söylediği, ..."in ..."le buluşarak belgelerle beraber 100 TL para verdiği, bir süre geçtikten sonra katılanları, kendisini Başçavuş ... olarak tanıtan ve savcılık tarafından arama kayıtları tespit edilen sanık ..."un aradığı, dosya masrafı için 175"er TL daha gerektiğini söylemesi üzerine müşteki ..."in, sanık ..."i arayarak durumdan haberdar ettiği, ..."in de, ... adına havale göndermelerini söylediği, havale edilen paraların ..."den sanık ... tarafından çekildiği, iki gün sonra tekrar arayan ve başçavuş olduğunu iddia eden sanığın müşteki ..."e "Senin dosyanın kapanmaması için 750 TL daha göndermelisin" dediği, bunun üzerine yeniden para havale ettiği, yine yatırılan paranın ... tarafından çekildiği, durumdan şüphelenen ..."in ilgili Askeri birimi arayarak bu isimde bir başçavuş olmadığını öğrenmesi üzerine katılan Uğur"la birlikte suç duyurusunda bulundukları, sanık ..."in savunmasında kendisinin katılan ... ve müşteki ..."tan alacağı olduğunu, 150 top fotokopi kağıdını karşılığı olarak 3000 TL"nin kendisine verilmediğini, kendisinin de diğer sanık ..."a borcu olması sebebiyle alacaklarının bu hesaba gönderilmesini istediği, sanık ..."un ise savunmasında kendisinin sanık ..."den alacağı olduğunu, onun yönlendirmesi ile katılan ve müştekinin para gönderdiğini beyan ettiği ancak sanık ..."in müşteki ve katılanın alacağını ispat etmediği, katılan ve müştekinin de sanığa herhangi bir borcunun olmadığını beyan ettikleri anlaşıldığından sanıkların fikir ve eylem birliği içinde katılan ve müştekiden farklı zamanlarda, toplam 1155 TL haksız menfaat temin etmeleri suretiyle dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıkların, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda katılan ve müştekiye karşı aynı suçu birden fazla kez işlemesi ve aynı anda görüştükleri katılan ve müştekiden aynı ortamda haksız menfaat temin ettiklerinin anlaşılması karşısında TCK"nın 43/1 – 43/2. maddeler uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1- Hükmün esasını oluşturan ve 05/10/2011 tarihli duruşmada açıklanan kısa kararda sanık ..."un soyadının ... şeklinde yazılması mahalinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle beraber sanık hakkında müşteki ..."e yönelik dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında bu suçtan hüküm kurulmaması suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması,
2- TCK’nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 28/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.