Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3142 Esas 2015/5585 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3142
Karar No: 2015/5585
Karar Tarihi: 22.10.2015

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3142 Esas 2015/5585 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, evlenmek istediğine dair ilanını vererek bir kişiyi telefonla arayarak kendisini emekli astsubay olarak tanıtmış ve evlenmek istediğini söylemiştir. Sanık çeşitli bahanelerle katılandan paralar istemiş, katılan da bankadan kredi çekerek para göndermiştir. Sanık, suç tarihinde şizofren hastası olduğunu ve % 45 iş göremez raporu bulunduğunu belirtirken, mahkeme kararında suçun akıl hastalığı nedeniyle işlenmiş olabileceği ihtimali üzerinde durulmaması nedeniyle hüküm bozulmuştur. Kararda şu kanun maddeleri yer almaktadır:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 32. maddesi: Akıl hastalığı nedeniyle işlenen suçlarda hukuki durumun belirlenmesi için rapor alınması gerektiği
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43/1. maddesi: Aynı suç işleme kararı ile birden fazla hükmü ihlal ederek zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği.
- 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 321. maddesi: Mahkeme tarafından verilen hükmün bozulmasının gerekçeleri.
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi: Yargıtay'ın verdiği hükümlerin uygulanması.
23. Ceza Dairesi         2015/3142 E.  ,  2015/5585 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık ...’ün suç tarihinden önce ... Tv isimli bir yerel televizyon kanalına evlenmek istediğine dair ilan verdiği, sanık tarafından verilen bu ilanı gören katılanın ilanda belirtilen irtibat numarasını arayarak sanıkla görüştüğü, yaptıkları bu telefon görüşmesi sırasında sanığın kendisini emekli astsubay olarak tanıttığı ve katılana eşinin ölmüş olduğunu ve tekrardan evlenmek istediğini söylediği, yaptıkları bu ve devamındaki telefon görüşmelerinde katılanı kendisi ile evlenmek istediği hususunda ikna eden sanığın çeşitli bahanelerle katılandan paralar istediği, sanıkla evleneceğini düşünen katılanın önce 400 TL, sonra da 200 TL parayı sanığa gönderdiği, bir süre sonra tekrar katılanı arayan sanığın bir kefalet ilişkisi nedeni ile bankadaki 116.000 TL parasına bloke konulduğunu, bu blokenin kaldırılması için 5.500 TL paraya ihtiyacı odluğunu söyleyerek yine katılandan para istediği, sanığın kendisi ile evleneceği konusunda tamamen ikna olmuş olan katılanın bankadan kredi çekerek 5.400 TL parayı sanığa gönderdiği, bu son havale işleminden iki gün sonra dayısı ve teyzesinin oğlu olduğunu söylediği iki kişi ile birlikte katılanın evine ziyaret eden sanığın, akşama annesi ile birlikte tekrar geleceğini söyleyerek oradan ayrıldığı, ancak bir daha katılanın yanına uğramadığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanık müdafii tarafından sunulan temyiz dilekçesinde sanığın şizofren hastası olduğunun ve % 45 iş göremez raporu bulunduğunun bildirilmiş olması ve buna ilişkin ... Devlet Hastanesi tarafından tanzim edilen 10/12/2010 tarihli sağlık kurulu raporunun da temyiz dilekçesi ekinde ibraz edilmiş olması karşısında sanığın suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK"nın 32. maddesi gereğince, akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı yönünde Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi sağlık kurulundan ya da Adli Tıp Kurumu"ndan rapor alınarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kabule göre de;
    Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/06/2007 tarih ve 2007/10-108 Esas, 2007/152 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 100 gün olarak tayin edilmesi,
    Sanığın 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünü birden fazla ihlal ederek, değişik zamanlarda birden fazla kez haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK"nın 326/son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 22/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.













    Hemen Ara