Esas No: 2015/4006
Karar No: 2015/5446
Karar Tarihi: 21.10.2015
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4006 Esas 2015/5446 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükmolunan ceza miktarlarına nazaran sanığın duruşmalı inceleme taleplerinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Katılanın, vadesinde ödenmeyen ... Bankası ... Şubesine ait 10.000 TL bedelli çek hakkında icra takibi başlatmak için arkadaşının tavsiyesi üzerine, ... Barosunda 27706 sicil numarası ile kayıtlı sanık avukatın bürosuna gittiği, sanık avukatın, katılana söz konusu çeki yanında çalışan ..."a ciro etmesini istemesi üzerine katılanında söz konusu çeki ... lehine cirolayarak sanık avukata verip yanından ayrıldığı, sanık avukatın, ... vekili olarak söz konusu çeki ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2005/8708 Esas sayılı takip dosyası ile icraya koyduğu, bu icra neticesinde de asıl alacaklı ... tarafından borçlunun mallarının haczedildiği, bu malların satışının yapılarak takip talebinde alacaklı görünen ..."a alacağına mahsuben ihale edildiği, daha sonra bu malların ..."a 12000 TL bedelle satılmasına rağmen, sanık avukatın yapılan işlemlerden katılanı haberdar etmediği gibi tahsil edilen parayı da katılana vermeyerek uhdesinde tutmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda,
Sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın bütün aşamalarda “katılandan tahsil etmek üzere çek almadığını, söz konusu çekin tahsil için müvekkili olan ... tarafından verilmesi üzerine takip yaptığını, ancak ... ile de aralarında yaşanan problem nedeni ile satış işlemlerinin ... tarafından yapıldığını, bu takip dolayısıyla herhangi bir para almadığını” beyan ederek suçlamaları kabul etmeyerek, katılan ile arasında olduğu iddia edilen vekalet ilişkisini de reddettiği, kovuşturma aşamasında dinlenmeyen tanık ..."in ise soruşturma aşamasında ki beyanında sanık avukatı doğrular içerikte beyanda bulunduğu, ancak yine kovuşturma aşamasında dinlenmeyen ..."in soruşturma aşamasında “katılan tarafından söz konusu çekin tahsil amacı için sanık avukata verildiği” yönündeki beyanları ile katılanın soruşturma aşamasında “sanık avukatı, arkadaşı ..."ın tavsiye ettiğini, ..."in küçük oğlu ... ile birlikte sanık avukatın bürosuna gittiklerinde, sanık avukatın, hemşehriyiz, vekalet çıkarmana gerek yok, benim yanımda çalışan ... adına çeki icraya veririz, parayı tahsil edince seni çağırıp paranı teslim ederiz” dediğini beyan etmesi karşısında, gerçeğin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, öncelikle sanık avukat ile katılan arasında iddia olunan vekalet ilişkisinin varlığı ve kapsamının tespiti bakımından, dosya kapsamında hiç beyanı alınmayan ... ve küçük oğlu ..."ın olaya ilişkin beyanlarının alınması, ... ve ..."in duruşmaya çağrılıp dinlenilerek ifadeleri arasındaki çelişkinin giderilmesi ve ayrıca sanık avukatın beyanına başvurularak, katılanı takip yaptığı zaman tanımadığına ilişkin beyanları da kendisine hatırlatılarak, söz konusu çek hakkında icra takibi yaptığı zaman ciranta olarak görünen katılanı neden takip borçluları dışında bıraktığı sorulması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi,
Kabule göre de, sanık hakkında tayin olunan adlî para cezasının, hesap hatası sonucu “80 TL” yerine “100 TL” olarak hükmolunması suretiyle fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.