Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/1737 Esas 2013/127 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1737
Karar No: 2013/127
Karar Tarihi: ...01.2013

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/1737 Esas 2013/127 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

2007/549 E. sayılı davada, davacı şirket ile davalı şirketler arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Her iki davada da iş sahibi aleyhine takip edilmiştir. Mahkemece alacak miktarı bilirkişi incelemesi ile belirlenmiş ve takip konusu alacaklar likit olduğundan icra inkar tazminatının istenemeyeceği belirtilmiştir. Bu nedenle, yerel mahkeme kararının hüküm kısmındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair cümlelerin karardan çıkarılıp yerine \"koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine\" cümlesinin yazılmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- İcra ve İflas Kanunu'nun 67/II. maddesi: Borçlunun icra inkar tazminatı ile mahkum edilebilmesi için itirazında haksız olması gerekir.
15. Hukuk Dairesi         2012/1737 E.  ,  2013/127 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacı ...........A.Ş. ile davalı ......... ve Tic.A.Ş. birleşen 2007/549 E. sayılı davada davacı ...............A.Ş. ile davalı ......... ve Tic.A.Ş. arasındaki davadan dolayı ..... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ....07.2009 gün ve 2007/530-2009/214 sayılı hükmü düzelterek onayan Dairemizin 02.....2011 gün ve 2010/7015-2011/6418 sayılı ilamı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, her iki dava da yüklenici tarafından iş sahibi aleyhine açılmıştır. Asıl davada bakiye iş bedeli alacağı ile vade farkı alacağının; birleşen davada ise cari hesaptan kalan alacağın tahsili istemleriyle başlatılan ilâmsız icra takiplerine, borçlu iş sahibi şirket tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece davaların kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine kararlar Dairemizce vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onanmış, bu defa davalı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
    ...-... ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme talepleri yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    ...-Mahkemece hem asıl davada, hem de birleşen davada hüküm altına alınan asıl alacağın %40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalı iş sahibinden alınarak davacı yükleniciye verilmesine karar verilmiştir. İİK’nın 67/II. maddesi uyarınca borçlunun icra inkâr tazminatı ile mahkum edilebilmesi için itirazında haksız olması gerekir. Asıl davada takibin dayanağı olarak ....289,00 TL ve ....189,... TL bedelli iki adet vade farkı faturası ile 115.290,81 TL bedelli iş bedeli faturası, birleşen davada takibin dayanağı olarak ise 115.290,81 TL bedelli iş bedeli faturası ile iş sahibi şirket tarafından kesilen iade faturaları ve cari hesap ekstresi gösterilmiştir. Dosya kapsamından; davacı yüklenici tarafından vade farkı faturaları kesilerek davalı iş sahibine gönderildiği, bu faturaların davalı iş sahibince kabul edilerek ticari defterlerine kayıt edildiği, yasal itiraz süresi geçtikten sonra bu defa davalı iş sahibinin iade faturası kesip göndermek suretiyle vade farkı faturalarına itiraz ettiği, davalı iş sahibinin malların ayıplı olması nedeniyle de iade faturası kestiği, ayıp iddiası üzerine davacı yüklenicinin sözleşme konusu ürünler üzerinde tespit yaptırdığı, tespit bilirkişi raporu doğrultusunda da ayıp nedeniyle kesilen iade faturasını kısmen kabul ettiği anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi alacak miktarının belirlenmesi vade farkı istenip istenemeyeceğinin ve ayıp nedeniyle iş bedelinden ne miktar indirim yapılacağının açıklığa kavuşturulmasına bağlı bulunmaktadır. Nitekim yargılama sırasında iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmış, mali müşavir bilirkişilerden ayrı ayrı raporlar alınmış, alacak miktarı taraf defterleri incelenmek ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle belirlenmiştir. Her iki davada hüküm altına alınan alacak miktarı bilirkişi incelemesi ile belirlendiğinden takip konusu

    alacakların likid olduğundan, dolayısıyla davalı borçlunun takibe itirazında haksızlığından sözedilemez. Bu nedenle mahkemenin alacak miktarını likid kabul ederek her iki davada icra inkâr tazminatına karar vermesi doğru olmamıştır. Yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın icra inkâr tazminatı yönünden de düzeltilmesi gerekirken bu hususun sair ret kapsamında bırakılması isabetli olmamış, davalı vekilinin karar düzeltme istemi kısmen yerinde bulunmuştur.
    SONUÇ:Yukarıda .... bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair karar düzeltme istemlerinin reddine; .... bentte yazılı nedenlerle yerel mahkeme kararının hüküm kısmının (A)..... maddesindeki “Asıl alacağın %40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine” ve (B)..... maddesindeki “Asıl alacağın %40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine” cümlelerinin karardan çıkartılarak, yerlerine ayrı ayrı “Koşulları oluşmadığından icra inkâr tazminatı talebinin reddine” cümlesinin yazılmasına, yerel mahkeme kararının Dairemizin 02.....2011 tarih ve 2010/7015 Esas, 2011/6418 Karar sayılı ilâmı ile düzeltilen kısımlarına ilaveten bu yönden de DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği karar düzeltme peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davalıya geri verilmesine, ....01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara