Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/14709 Esas 2014/23257 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/14709
Karar No: 2014/23257
Karar Tarihi: 25.12.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/14709 Esas 2014/23257 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Antalya 2. İş Mahkemesi'nde görülen davada, davacı işçinin iş sözleşmesinin davalı işverenlerce haklı bir sebebe dayanmaksızın feshedildiği ve bazı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep ettiği, davalılar ise davacının işi kendisinin bıraktığını ve işverenlerden bir alacağı bulunmadığını savundu. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar verdi ancak davacının çalışma süresi ve bu bağlamda işin mevsimlik nitelik taşıyıp taşımadığı hususunda uyuşmazlık bulunduğu için bilirkişi raporuna göre iş mevsimlik olarak kabul edilerek tekrar değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği belirtildi. Ayrıca, işçiye ödenen ücret hususunda tereddüt oluştuğunda tanık ifadeleri dikkate alınması gerektiği ancak tanık ifadeleri ile şüphe giderilemediği takdirde işçinin meslekte geçirdiği süre, davalı işyerindeki çalışma süresi, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılması ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. HMK'nun 109. maddesi gereği kısmi dava açıldığından kıdem tazminatı dışında kalan alacaklara dava dilekçesinde belirtilen tutarlar için dava tarihinden, ıslaha konu edilen tutarlar için ıslah tarihinden faiz yürütülmesi gerektiği vurgulanan kararda, eksik araştırmayla hüküm kurulmasının hatalı olduğu belirtildi. Kanun maddeleri: HMK'nun 31 ve 109. maddeleri.
7. Hukuk Dairesi         2014/14709 E.  ,  2014/23257 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Antalya 2. İş Mahkemesi
    Tarihi : 17/06/2014
    Numarası : 2012/366-2014/291

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı vekili, iş sözleşmesinin davalı işverenlerce haklı bir sebebe dayanmaksızın feshedildiğini beyanla bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalılar vekili; davacının işi kendisinin bıraktığını ve işverenlerden bir alacağı bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasında davacının çalışma süresi ve bu bağlamda işin mevsimlik nitelik taşıyıp taşımadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Davacı taraf, davacının 17.4.2008-31.10.2010 tarihleri arasında davalılara ait işyerinde kesintisiz olarak çalıştığını iddia etmekte, davalı taraf ise davalının sezonluk olarak çalışması bulunduğunu ve çalışma sürelerinin SGK kayıtlarında belirli olduğunu savunmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, işe giriş bildirgelerinde davacı imzası bulunduğuna atıfla davacının SGK belgelerine göre çalışma süresi belirlenmiş ve bu belgelerin mahiyetine göre iş mevsimlik olarak kabul edilmiştir.
    Anılan bilirkişi raporuna davacı vekilince yapılan itirazda açıkça; işe giriş bildirgelerinde yer alan imzaların davacıya ait olmadığı ileri sürülmüştür. Mahkemece bu hususta herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle öncelikle SGK işe giriş ve işten çıkış belge asılları celbedilmeli ve imzalar üzerinde gerekli araştırmalar yapılmalı ve ayrıca HMK"nun 31. maddeye göre hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacının çalışma süresi, çalışmanın devamlılık arz edip etmediği başka bir değişle işin mevsimlik iş olarak değerlendirilip değerlendirlemeyeceği açıklığa kavuşturulmalı bu bağlamda detaylı şekilde tanık anlatımlarına başvurulmalı alacaklar bu belirlemeye göre hesap edilmeli, yıllık izin ücreti talebi de yapılacak bu tespite göre tekrar değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Eksik araştırmayla hüküm kurulması hatalıdır.
    3-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Kimi zaman çalışma yaşamında çeşitli sebeplerle, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçekte alınan ücretle örtüşmediği görülmektedir. Bu durumda kabule konu edilecek alacak kalemlerinin belirlenmesi bakımından gerçek ücretin tespiti önem kazanmaktadır. İşçinin çalıştığı süre, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve benzer işi yapan işçilere ödenen ücretler gibi hususlar göz önünde tutulduğunda işçiye ödenen ücret hususunda tereddüt oluştuğunda tanık ifadeleri dikkate alınmalı, ancak tanık ifadeleri ile şüphe giderilemediği takdirde işçinin meslekte geçirdiği süre, davalı işyerindeki çalışma süresi, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Davacı taraf davacının 1.500,00 TL ücret ile çalıştığı iddiasındadır. Davalılar vekili ise davacının asgari ücretle çalıştığını savunmuştur.
    Dosya içerisinde işverence ilgili makama kaydıyla düzenlenen belgede davacının 1.500,00 TL ücretle çalıştığı belirtilmiştir.
    İşyeri ödeme belgeleri ve bordrolarda asgari ücret üzerinden ücret ödendiği kayıtlıdır.
    Ücret araştırması yapılması amacıyla yazılan yazıya ticaret odası tarafından davacının 1.200,00-1.500,00 TL alabileceği şeklinde cevap verildiği görülmüştür.
    Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda davacının asgari ücret aldığından hareketle alacakların hesaplandığı anlaşılmaktadır.
    İşveren tarafından düzenlenen belge ve Ticaret Odası yazısı nazara alındığında davacının aldığı ücret hususunda şüpheden uzak bir sonuca varılamadığı değerlendirilmiştir. Bu nedenle yukarıda belirtilen kıstaslar nazara alınarak detaylı bir ücret araştırması gereçekleştirilmeli, gerekirse ücret konusunda tekrar tanık ifadelerine başvurulmalı, tanık ifadelerin de oluşabilecek çelişkiler giderilerek davacının aldığı ücret tespit edilmeli ve talebe konu işçilik alacakları hesaplanmalıdır.
    Eksik işçilik ücreti ödendiğine dair iddia da bu kapsamda tekrar değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.
    Eksik araştırmayla ücretin belirlenmesi hatalıdır.
    4-Dava dilekçesi nazara alındığında davacı vekilince HMK"nun 109. maddesine göre kısmi dava açıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle kıdem tazminatı dışında kalan alacaklara dava dilekçesinde belirtilen tutarlar için dava tarihinden, ıslaha konu edilen tutarlar için ıslah tarihinden faiz yürütülmelidir. Aksine uygulama yapılarak toplam tutarlara dava tarihinden faiz işletilmesi isabetsizdir.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 25/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara