Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/12694 Esas 2014/23192 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12694
Karar No: 2014/23192
Karar Tarihi: 24.12.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/12694 Esas 2014/23192 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2014/12694 E.  ,  2014/23192 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Amasya İş Mahkemesi
    Tarihi : 27/03/2014
    Numarası : 2011/734-2014/115


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü;
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle mahkeme karar gerekçesinde ispat yükü ters çevrilerek davalı işverence ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı bakımından milli bayramlarda ve genel tatillerde çalışılmadığı ya da çalışıldı ise ücretinin ödendiği konusunda bordro ve puantaj kayıtları bulunmadığı belirtilerek ulusal bayram genel tatil alacağı bakımından ispat yükünün işverene düştüğünün kabul edilmiş olması hatalı ise de ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıldığı konusunda ispat yükü kendisine düşen davacı tarafça ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışıldığının tanık beyanlarıyla ispat edildiğinin anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı 02/07/2008-28/08/2011 tarihleri arası fasılasız olarak davalı işyerinde çalıştığını, işyerinde çalışma tarzının 12"şer saatten oluşturulan 2 vardiya şeklinde olduğunu, iki pompacı ve bir ortacı şeklinde tanımlanan 3 kişi olarak çalışıldığını, kendisinin şef sıfatıyla çalıştırıldığını, personel yetersizliğinden dolayı çok çalışmak zorunda kalan ve bu nedenle bunaldığını, en az bir kişinin daha işe alınmasını işletme müdürüne ilettiğini, bu isteğin işverene iletilmesi üzerine işverenin "o zaman gitsin defolsun tazminatını ödeyin ve derhal işten çıkarın" diye talimat verdiğini, müdür G.. Ç..tarafından sözleşmesinin feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatını almak üzere işyerine gelmesinin istendiğini, kıdem tazminatı miktarı ve iki taksit halinde ödenmesi hususunda mutabık kalındığını, fazla mesai, yıllık izin, hafta sonu tatili ve genel tatil ücretlerini talep ettiğinde miktarı fazla bulan işverenin talebi reddettiğini, kendisini oyalayarak mazeretsiz işe gelmediğinden bahisle tutanak tutturarak işe dön ihtarı gönderdiğini, işverenin kanuna karşı hile yolunu seçtiğini, haklı talebinin dinlenmediğini işten kovularak sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir.
    Davalı cevap vermemiş, duruşmadaki beyanında davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dinlenen tanıkların işletme müdürü hariç genel olarak davacının ne şekilde işten ayrıldığını bilmediklerini ifade etmiş ancak davacının iddiasını destekler biçimde çalışma saatlerinin yoğunluğuna işaret ettikleri, davacının ihbarnameye karşı cevabı da dahil tüm aşamalarda işten çıkarılma sebebi olarak iş yoğunluğu nedeniyle işverenden personel alınması istemesi üzerine kovulduğunu savunduğu, işverenin ise tutarlı bir savunma ortaya koyamadığı, iş akdi feshedildikten sonraki bir tarihe ilişkin düzenlenen devamsızlık tutanağını gerekçe gösterdiği, çalışma hayatında iş akdi haksız fesih edilen çalışanlar hakkında sıklıkla bu şekilde devamsızlık tutanaklarının düzenlendiği, bu suretle kıdem ve ihbar tazminatlarından kaçınmaya çalışıldığı, Yargıtay"ın benzer durumlardaki kabulünün de aynı şekilde olduğu, uzun yıllar çalışan bir çalışanın hiç bir gerekçe yokken işini bırakmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunun kabul edildiği, bu nedenle iş akdinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    4857 sayılı İş Kanununun 46"ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63"üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46"ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
    Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
    2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3"üncü maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür.
    Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
    Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması mümkündür. Hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt yoksa ödenen tutarın dışında hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerekir.
    Hafta tatili çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Dairemizce son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, hafta tatili çalışmasının taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda, böyle bir indirime gidilmemesi gerekir.
    Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının iki haftada bir vardiya değişimi yapılırken hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmış, davacının 7. gün yaptığı çalışmanın tamamı fazla mesai ücreti hesabına dahil edilerek hesaplanmış, bilirkişi raporunda davacının hafta tatilinde yaptığı 1,5 yevmiyelik kısmın fazla mesai hesabında dikkate alındığı, hafta tatili ücreti kısmında ise davacıya hafta tatili için çalışmadan ödenmesi gereken 1 yevmiyenin hesaplandığı belirtilmiştir. Ancak davacının çalışmadan alması gereken hafta tatili ücreti zaten davacının ücretine dahil olup davacının ücretinin veya çalışmadan ödenmesi gereken hafta tatili ücretinin ödenmediğine dair bir iddiası bulunmamaktadır. Davacının hafta tatilinde yaptığı çalışma bilirkişi raporuna göre 9 saat olup bu çalışmanın 7,5 saati aşan 1,5 saatlik kısmı fazla mesai kısmında hesaplanmalı, ayda iki hafta tatilinde yapılan 7,5 saatlik çalışma ise hafta tatili hesabında dikkate alınmalıdır. Hatalı bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 24/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara