Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/418 Esas 2014/5877 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/418
Karar No: 2014/5877
Karar Tarihi: 20.10.2014

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/418 Esas 2014/5877 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2014/418 E.  ,  2014/5877 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 72. maddesi uyarınca girişilen icra takibinde menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı temlik alanın tüm, davacı iş sahibi şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davacı iş sahibi şirket dava dilekçesinde, süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleşen icra takibine konu edilen 24.023,81 TL borç yönünden kısmen menfi tespit talebinde bulunmuştur. Mahkemece, takip konusu edilen 24.023,81 TL asıl alacak yönünden menfi tespite karar verilmekle yetinilmemiş, ayrıca 43.263,00 TL asıl alacak ile 1.315,67 TL işlemiş faiz bakımından takibin devamına da karar verilmiştir. Karar bu şekliyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 26. maddesinde anlamını bulan taleple bağlılık ilkesini ihlal eder nitelikte olup, kesinleşmiş bir icra takibi yönünden dava konusu edilmeyen bir kalemi hükme konu etmek suretiyle infazı kısıtlamıştır. İtiraza uğramamak suretiyle kesinleşmiş ve menfi tespit davasına da konu edilmeyen icra takibi durmuş olmadığından, devamına karar verilemez. Takibin devamına karar verilen hüküm fıkrasının menfi tespit kararını açıklar nitelikte olduğu düşünülebilirse de, verilen karar bir eda hükmü olup, kesinleşmiş ve dava konusu edilmemiş bir icra takibi bakımından ayrı bir eda hükmü oluşturduğundan, bu düşüncenin yerinde olmadığı açıktır.
    Mahkemece bu konuda yanılgılı değerlendirmelerle karar verilmiş ve bu nedenle kararın bozulması gerekmiş ise de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını
    gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmesi uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı temlik alan vekilinin tüm, davacı iş sahibi şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacı iş sahibi şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hüküm fıkrasının 2. paragrafının karar metninden çıkarılarak yerine "... 13. İcra Müdürlüğü"nün 2011/11114 Esas sayılı takip dosyasına konu edilen alacağın 24.023,81 TL tutarındaki asıl alacak kısmı bakımından davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine," cümlesinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.230,05 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara