15. Hukuk Dairesi 2013/4506 E. , 2013/6093 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 818 Sayılı Borçlar Yasası"nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda yetkili icra müdürlüğünden ödeme emri tebliğ edilmediği ve böylece HMK"nın 114/2. maddesi anlamında dava koşulunun gerçekleşmediği gerekçesi ile HMK"nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında iş sahibinin kiraladığı iş yerinin yüklenici tarafından ağız ve diş sağlığı merkezine dönüştürülmesi konulu 04.05.2011 tarihli sözleşme düzenlenmiş, iş bedeli 570.000,00 TL olarak belirlenmiş, uyuşmazlık halinde İstanbul mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili olacağı kararlaştırılmıştır.
Yerel mahkemece itirazın iptali davalarında İİK"nın 50. maddesinin kıyasen uygulanarak öncelikle icra dairesinin yetkisine vaki itirazın karara bağlanması gerektiği, HMK"nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesi uyarınca taraflarca aksi kararlaştırılmadığı sürece davanın ancak yetki sözleşmesinde belirtilen mahkemede açılabileceği yetki kuralının kesin yetkiyi içerdiği, yetkili icra müdürlüğünden ödeme emri tebliğ edilmediği ve böylece HMK"nın 114/2. maddesi anlamında dava koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle HMK"nın 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Yanlar arasında düzenlenen 04.05.2011 tarihli sözleşmenin 12. maddesinde anlaşmazlık halinde İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu belirlenmiştir. Sözleşme 1086 Sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu dönemde yapılmıştır. HUMK"nın 9. maddesi uyarınca her dava kural olarak davalının ikametgahı mahkemesinde açılır. Sözleşmeden doğan davalar ayrıca sözleşmenin icra olunacağı (işin yapılacağı) yer mahkemesinde de açılabilir (HUMK md. 10). Taraflar arasında yetki sözleşmesi varsa o yer mahkemesi de yetkilidir (HUMK md. 22). Anılan bu yasal kural dikkate alındığında kamu düzeni gereği istisnalar hariç davacı tarafın bu yer mahkemelerinden birisinde davasını açmak konusunda seçimlik hakkı vardır.
...
Dava konusu somut olayda aktin ifa yeri İstanbul ili Kadıköy ilçesi dahilinde olup ... Ticaret Mahkemesi davaya bakmaya yetkilidir.... Ticaret Mahkemesi"nin yetkisini engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle, 6100 Sayılı HMK yürürlüğe girmediğinden, sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinin kesin yetkili olduğunun kabulü mümkün değildir. Böyle bir kabul, sözleşmenin imzalandığı tarihte değişik yer mahkemesinde dava açma imkanı bulunan tarafların seçimlik haklarını ortadan kaldıracaktır ve hak kaybına yol açacaktır. Bu bakımdan, sözleşmeyle kararlaştırılan kesin yetkinin 6100 Sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra imzalanan yetki sözleşmelerinde tatbiki uygun olacaktır. Aksinin kabulü yanların sözleşmeyle kazandıkları ve o tarih itibariyle yasayla yetkili kılınan mahkemelerde dava açma imkanını ortadan kaldıracağından eşitlik ilkesine aykırı olacaktır. Eski Kanun zamanında yapılan yetki sözleşmelerinin, eski Kanuna göre geçerli iseler bugün dahi geçerliliklerini muhafaza ettikleri kabul edilmelidir. Çünkü usul sözleşmelerinin kurulmaları ve geçerlilikleri bakımından maddi hukuk hükümlerine tabi oldukları genel kabul gören bir ilkedir. Buna göre maddi hukuk alanında yapılan yeni yasalar eski yasaya göre geçerli olarak yapılmış olan sözleşmeleri hükümsüz hale getirmedikleri gibi usul sözleşmelerine ilişkin yeni yasa hükümlerinin dahi eski yasa zamanında yapılmış usul sözleşmelerinin geçerliliğini etkilemeyeceğini kabul etmek gerekir.
Açıklanan olgular gözetilerek, yetki itirazının reddedilip işin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
...