7. Hukuk Dairesi 2014/13269 E. , 2014/22775 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 30/05/2014
Numarası : 2012/628-2014/307
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin feshi ile birlikte ödenen kıdem ve ihbar tazminatının sosyal hakların dikkate alınmaması nedeni ile eksik hesaplanarak ödendiğini, davacının yaz kampı niteliğindeki davalı işyerinde yazın ve kışın fazla mesai yaptığını, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ayrıca sık sık görevli olarak Adana, Mersin, Ankara gibi illere gönderildiğini ancak karşılıklarının ödenmediğini, bu hususta açılan Mahkemenin 2013/730 Esas sayılı davasında alacakların miktarının belirlendiğini iddia ederek bu davada fark ihbar tazminatı, fazla mesai, milli bayram ve genel tatil çalışma alacakları ile harcırah alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece ek davaya yönelen zamanaşımı savunması ile ilgili ek hesap raporu alınmış ve davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
Tarafların ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, bu dava Mahkemenin 2013/730 Esas sırasında kayıtlı davada alınan bilirkişi raporunda tespit edilen alacakların ıslah ile istenmeyen kısımlarının tahsiline yönelik ek davadır. Ancak asıl davada verilen karar ve dolayısıyla alacakları kesinleşmemiştir. Asıl davada verilen karar davalının temyizi üzerine Dairemize gelmiş olup 2014/13267 Esas sırasında kayıtlıdır. Asıl davada verilen kararın kesinleşmesi beklenmeden eldeki davanın sonuçlandırılması hukuken mümkün değildir. Hal böyle olunca davanın sonuçlandırılması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, Mahkemenin 2013/730 Esas sırasında kayıtlı davanın sonucunun beklenerek kararın temyiz incelemesi sırasında bozulması halinde aradaki bağlantı da dikkate alınarak davacının bir an önce hakkına kavuşmasını teminen 6100 sayılı HMK"nun 166.maddesi hükmüne göre davaların birleştirilmesi gerekip gerekmediği konusunda değerlendirme yaparak sonucuna göre, birleştirme yapıldığı takdirde birlikte karar vermek, aksi halde asıl davada verilen kararın kesinleşmesi beklenerek daha sonra bu dava hakkında karar vermek olmalıdır.
O halde davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.