Esas No: 2021/8288
Karar No: 2022/626
Karar Tarihi: 19.01.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8288 Esas 2022/626 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/8288 E. , 2022/626 K.Özet:
Davacı, tapu kaydına dayanarak davalıların müdahalesinin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Ancak mahkeme, yapılan keşife dayanarak davanın reddine karar vermiştir. Yargıtay ise, davacının dayandığı tapu kayıtlarının incelenmesi, kadastro çalışması yapılıp yapılmadığının araştırılması, mahalinde keşif yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Mülkiyet hakkının kısıtlanabileceği 4721 sayılı TMK m. 683'te düzenlenmiş, taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiş, yapma, kaçınma, katlanma şeklindeki sınırlamalar ise komşu hakkı başlığı altında 737 ile 750. maddelerinde yer almaktadır. 751 ile 761. maddelerinde ise malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26/10/2005 gününde verilen dilekçe ile meni müdahale istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24/07/2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesi ile tapu kaydına dayanarak müvekkilinin 9 parça taşınmazı bulunduğunu, bu taşınmazların yıllardır davalılar tarafından ekip biçilerek müdahalede bulunulduğunu, gayrimenkullerin hudut itibariyle nazara alınarak yüzölçümünün tespiti ile davalıların haksız müdahalelerinin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı taraf temyiz etmiştir
4721 sayılı TMK m. 683'deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK'nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir.
Dava mülkiyete dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olup davacı tapu kaydına dayanmıştır.
Somut olayda; dava konusu taşınmaz başında keşif yapılmış, mahalli bilirkişilerin taşınmazları mevki ve hudutları itibariyle bilmediklerini beyan etmeleri üzerine mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmazların bulunduğu mahalde kadastro çalışması yapılıp yapılmadığı, taşınmazların tapu kaydının oluşup oluşmadığı araştırılmamıştır. Bu nedenle yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir.
Mahkemece öncelikle; davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte tapu müdürlüğünden getirtilmesi sonrasında ilgili kadastro müdürlüğünden dava konusu taşınmazların paftaya bağlanıp bağlanmadığı ve mahalinde kadastro çalışması yapılıp yapılmadığının sorulması, var ise taşınmaz ve çevresini gösteren kadastro paftası getirildikten sonra taraf delilleri toplanarak, mahalinde keşif yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmeyip hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...