Esas No: 2021/7943
Karar No: 2022/960
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7943 Esas 2022/960 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/7943 E. , 2022/960 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.09.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit irtifakı tesis edilmesi talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 07.05.2019 tarihli 2016/11827 Esas- 2019/4073 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.03.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin ... Köyünde, 117 ada, 46 parselin maliki olduğunu, Hazineye ait 117 ada 45 No'lu parselde, öncesinde yaya ve hayvan yolu olarak ve 5-10 yıldan beri de genişletilerek araç yolu olarak kullanılan bir yol bulunduğunu, müvekkilinin ve çevredeki diğer taşınmazların dava konusu bu yol dışında yararlanabilecekleri yol bulunmadığını beyan ederek; dava konusu yerde müvekkili lehine geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Mahkemece; mülkiyet ve yol durumuna göre alternatif yollardan geçit hakkı kurulması için en uygun düşen komşu taşınmazın 117 ada 45 parsel ve yolun ise fen bilirkişi raporunda "A" harfiyle gösterilen "1. alternatif yol" olduğu kanaatiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 07.05.2019 gün ve 2016/11827 Esas, 2019/4073 Karar sayılı bozma ilamı ile "...Somut olayda; dava konusu 117 ada 46 parsel lehine, 117 ada 45 parsel aleyhine fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 24.11.2015 tarihli rapor ve krokisinde "A" harfiyle gösterilen 491,91m2'lik 1. alternatif yoldan geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş ise de aleyhine geçit kurulan 117 ada 45 parsel sayılı taşınmaz üçe bölünüp kullanım şekli ve bütünlüğü bozularak geçit tesisine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece, yeniden keşif yapılıp aleyhine geçit kurulan 117 ada 45 parselin, 117 ada 47 ve 52 parsel sınırlarından, 117 ada 45 parselin bütünlüğünü bozmayacak şekilde geçit hakkı tesisi mümkün olup olmadığının araştırılarak fen bilirkişisi raporunda "D" harfiyle gösterilen çeşmenin geçit dışında bırakılarak şimdiki gibi ya da 117 ada 51 parselden genel yola bağlantısının mümkün olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece davanın kabulüne, ...,... ada, 46 parsel sayılı taşınmaz lehine fen bilirkişi ...'ın 22/10/2020 havale tarihli raporundaki aynı yer 117 ada 45 parsel üzerinde "1. alternatif yol" olarak gösterilen ve koordinatları belirtilen 532,18 m2 alanda sürekli geçit hakkı tesisine, tesis edilen geçit hakkının TMK.748/3 gereği tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine ve kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline, karar verilmiştir.
Hükmü davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "Mutlak geçit ihtiyacı" veya "Geçit yoksunluğu", ikincisine de "Nispi geçit ihtiyacı" ya da "Geçit yetersizliği" denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Kaldı ki geçit davalarındaki diğer amaç, yol ihtiyacı içinde bulunan bir taşınmazın, kesintisiz olarak genel yola ulaşımını sağlamaktır. Somut uyuşmazlıkta mahkemece kurulan geçitle bölünemezlik ilkesi ve kesintisizlik ilkesi de ihlal edilmiş olmaktadır.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılması da gerekebilir.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün "İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Yukarıda açıklanan genel ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmemesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir. Şöyle ki;
yararına geçit talep edilen ...,... parsel sayılı taşınmazın geçit ihtiyacı içinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz lehine kurulan geçit irtifakının, davalılardan Hazinenin mülkiyetinde olan 117 ada, 45 parsel sayılı taşınmazı üç parçaya bölecek biçimde tesis edildiği görülmektedir. Geçit davalarında aleyhine geçit kurulan parsellerin ekonomik kullanım bütünlüklerinin korunması gerekirken, aleyhine geçit kurulan taşınmazın kullanım şekli ve ekonomik bütünlüğü bozulacak şekilde kurulan geçitin kesintisiz olması gerektiği hususu da gözardı edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
O halde; mahkemece kesintisizlik ilkesine uyularak ve davalı parsel bölünmeyecek şekilde, mümkünse diğer alternatifler üzerinden, gerekirse teraslama yapılarak geçit tesis edilmesinin düşünülmesi gerekirken, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.