Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/2598 Esas 2013/3487 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2598
Karar No: 2013/3487
Karar Tarihi: 30.05.2013

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/2598 Esas 2013/3487 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2013/2598 E.  ,  2013/3487 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, 1.969 metre kumaşın dikilmek üzere davalıya teslim edilmiş olmasına karşın iş yapılmadığı gibi, kumaşın da iade edilmediği ileri sürülerek kumaşın iadesi; olmadığı takdirde 21.777,12 TL bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, müvekkilinin dikilmek üzere 19.05.2008 tarihli iki sevk irsaliyesi ile toplam 1.969 metre kumaşın davalı şirkete teslim olunduğunu; ancak, dikim işlemi yapılmadığı gibi, kumaşların da iade edilmediğini ileri sürerek, olanaklı ise kumaşların aynen iadesine; değilse, bedeli olan 21.777,12 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise, kumaşın davalıya teslim olunmadığını, sevk irsaliyelerinde kumaşın teslim alındığına ilişkin davalı yetkilisinin imzasının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Yanlar arasında yazılı sözleşmenin yapılmadığı tarafların da kabulündedir. Davalı tarafın savunması değerlendirildiğinde; davacı tarafından, varlığı ileri sürülen ve eser sözleşmesi niteliğindeki akdî ilişkinin inkâr edildiği sonucuna varılmaktadır. Yanlar arasında yapıldığı ileri sürülen eser sözleşmesinin davacı tarafından yazılı delil ile olmadığı takdirde kesin delil sayılan karşı tarafa önerilen yemin delili ile kanıtlanması gerekir ise de; davada kumaşların teslimine ilişkin sevk irsaliyelerinin bizzat davalı şirketin temsilcisi olan Tony Vuçiadis tarafından el yazısı ile doldurulduğu ileri sürülmüş olduğuna göre; şirketin adı geçen temsilcisi tarafından sevk irsaliyelerinin yazıldığının mahkemece belirlenmiş olması halinde bu belgeler, 6100 Sayılı HMK’nın 202. maddesi hükmü gereğince, “delil başlangıcı” niteliğinde olabileceğinden, davacının eser sözleşmesi niteliğindeki akdî ilişkinin varlığını ve bu ilişkiyi kanıtladıktan sonra da “maddi olay" niteliğinde olduğundan kumaşların davalıya teslimini de tanık delili ile kanıtlama hakkı doğmuş olur. Bu yasal nedenle; mahkemece, öncelikle sevk irsaliyelerini yazdığı ileri sürülen şirket temsilcisi ...’e HMK’nın 169-175 maddeleri hükümleri uyarınca, sevk irsaliyelerindeki yazıların kendisi tarafından yazılıp yazılmadığının belirlenebilmesi için isticvap davetiyesi gönderilmesi ve davete
    uyulduğunda irsaliyelerdeki yazıların kendisine yazdırılması ile birlikte başka kurum ve kuruluşlarda resmi işlemlerde kullanılan el yazısının bulunduğu belgeler mevcut ise getirtilerek uzman bilirkişiye ya da bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılması; sevk irsaliyelerindeki yazıların davalı şirket temsilcisine ait olduğunun saptanması durumunda veya davete uymaması halinde bu belgelerin yazılı delil başlangıcı olduğunun kabulü ile davacının ve davalının gösterdiği tanıkların bilgilerinin alınması gerekmektedir.
    Yukarıda açıklanan usul ile yanlar arasındaki akdî ilişkinin varlığının kanıtlanamaması durumunda ise; davacı, “yasal delil” kapsamında yemin deliline dayanmış bulunduğundan varlığı ileri sürülen akdî ilişkinin kanıtlanmasına yönelik olarak davalıya “yemin önerme” hakkının bulunduğunun davacı tarafa hatırlatılması ve yemin önerilmesi halinde yeminle ilgili yargısal işlemin tamamlanması ile varılacak sonuca göre akdî ilişkinin kanıtlanmış olduğunun kabulü halinde de yine kumaşların teslimine ilişkin taraf delillerinin toplanması ve varılacak sonuca göre yanlar arasındaki uyuşmazlığın sonuçlandırılması gerekmektedir.
    Yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 30.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara