Esas No: 2013/530
Karar No: 2013/3242
Karar Tarihi: 20.05.2013
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/530 Esas 2013/3242 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, tarafların mahkeme kararı ile müştereken ve müteselsilen sorumlu tutuldukları, ancak iş sahibi idare tarafından üçüncü kişiye ödenen tazminatın sözleşme kapsamında davacı yüklenicinin hakedişinden kesilmesi sebebine dayalı kesintinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı iş sahibi vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici davasında, dava dışı ... tarafından ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/488 Esas sayılı dosyasında iş sahibi ..., sigorta şirketi ... Sigorta AŞ, yüklenici ... Tarım İnş. Ltd. Şti. ve yüklenici şirket işçisi ... aleyhine trafik kazasından kaynaklı açılan tazminat davasının mahkemece kabulüne karar verildiğini, bu ilâmın takibe konu edilip, iş sahibi idarece takip dosyasına müşterek ve müteselsil sorumluluk gereği 37.200,20 TL ödendiğini, sonrasında iş sahibi idarenin taraflarına ait hakediş alacağından bu bedeli tahsil ettiğini, ancak sorumluluğun paylaştırılmasına ilişkin bir mahkeme kararı olmadığını ifade ederek 37.200,00 TL haksız kesintinin taraflarına iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı iş sahibi cevabında, davacı yüklenici ile aralarında yapılan sözleşme ile kanalizasyon şebekesi bakım ve onarım işinin davacı şirket tarafından üstlenildiğini, taraflarınca sözleşme hükümlerinin uygulanarak hakedişten kesinti yapıldığını ifade ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece tarafların aleyhine hükmedilen tazminattan müteselsilen sorumlu olup 818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun 50. maddesi uyarınca tarafların birbirlerine rücu hakları olup olmadığı ve varsa rücunun kapsamını hakimin tayin edeceği, buna göre davalı tarafın hakim kararı olmaksızın davacı tarafın hakedişlerinden kesinti yapmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, davacı yüklenicinin, davalı iş sahibine karşı sorumluluğunun taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri ile Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 32. maddesinde, yüklenicinin taahhüdü çerçevesinde taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarardan sorumlu olduğu ve bu zararın yükleniciye genel hükümlere göre ikmâl ve tazmin ettirileceği ifade edilmiştir. Diğer taraftan sözleşmenin 9. maddesi gereği sözleşmenin eki olarak kabul edilen Hizmet İşleri Genel Şartnamesi"nin 6/I. maddesinde “Yüklenici, işleri gereken özen ve ihtimamı göstererek planlayacak, projelendirecek (sözleşmede öngörüldüğü şekilde) yürütecek, tamamlayacak ve işlerde olabilecek kusurları sözleşme hükümlerine uygun olarak giderecektir.” hükmüne, 6/III. maddesinde de “Yüklenici, bu Genel Şartnamede öngörülen yükümlülük ve yasakları ihlâl ederek idareye veya üçüncü kişilere verdiği zarardan dolayı bizzat sorumludur.” hükmüne yer verilmiştir.
Sözleşme ve eklerinde yer alan bu düzenlemeler Borçlar Kanunu"nun 99. maddesi gereğince iş sahibi lehine sorumsuzluk anlaşması niteliğinde olup, bu hükümler çerçevesinde davalı iş sahibi İdare ancak hile veya ağır kusuru halinde sorumlu tutulabilir. Somut olayda, yüklenici tarafından iş sahibinin hile ve ağır kusuru ileri sürülmediği gibi tazminat davasına konu edilen yargılama sırasında mahkemece yüklenicinin işçisinin tam kusurlu olduğu kabulüne göre karar verilmiştir.
Yukarıda izah edilen düzenlemelere göre, yüklenicinin işin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermeksizin işin yürütümü sırasında zarara neden olması halinde, iş sahibi idareye veya üçüncü kişilere verdiği zararı tazmin etmesi zorunludur. Üçüncü kişi tarafından açılan tazminat davasındaki davacının sözleşmenin tarafı olmadığından iş sahibi ve yüklenicinin birlikte sorumlu tutulması doğal ise de, kazanın taraflar arasında geçerli bulunan eser sözlesmeşinin ifası sırasında meydana geldiği gözden kaçırılarak taraflar arasında sorumluluğun paylaştırılmasına ilişkin bir mahkeme kararı olmadığından bahisle yüklenicinin iş sahibi nezdinde bulunan alacaklarından kesinti yapılamayacağı kabulü yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle, Borçlar Kanunu"nun 99, taraflar arasındaki sözleşmenin 32 ile sözleşme eki Hizmet İşleri Genel Şartnamesi"nin 6. maddeleri gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davalı iş sahibi yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 20.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.