Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/4214 Esas 2013/3238 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4214
Karar No: 2013/3238
Karar Tarihi: 20.05.2013

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/4214 Esas 2013/3238 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2012/4214 E.  ,  2013/3238 K.

    "İçtihat Metni"



    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan damga vergisi bedelinin iş sahibi payına düşen kısmının tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı taraf, taraflar arasında akdedilen ikmâl inşaat sözleşmesine ait damga vergisinin süresinde tahakkuk ettirilmemesi gerekçesiyle tarh ve tahakkuk ettirilen damga vergisi tutarının yarısından davalı iş sahibi kooperatifin sorumlu olduğu halde kendilerine damga vergisi tutarının iş sahibi payına düşen kısmının ödenmediğini, taraflarınca ödenen damga vergisi tutarının yarısına tekabül eden miktarın tahsili için girişilen icra takibine de itiraz edildiğini ifade ederek itirazının iptâli ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiş; davalı taraf ise, taraflar arasında imzalanan ek niteliğindeki ikinci sözleşmenin (E) paragrafının son cümlesinde birinci sözleşmeye atıfta bulunulması ve birinci sözleşmede yer alan 9 ve 18. maddeler dikkate alındığında bütün vergi, resim ve harçların davacı yükleniciye ait olduğunun açık olması karşısında davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, sözleşmede damga vergisinin hangi tarafça ödeneceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, damga vergisi tahakkuk ettirilen protokolde ikmal inşaat sözleşmesine herhangi bir atfın olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasında düzenlenen ve davacı yüklenici adına damga vergisi tahakkuk ettirilen 04.07.2008 tarihli "İkmâl İnşaat Sözleşmesi Ek Protokolü" başlıklı protokolün (A) paragrafında, protokolün konusunun, yapımına yüklenici şirket tarafından devam edilen 42912 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki inşaat kapsamında tarihsiz "İkmâl İnşaat Sözleşmesi"nde yüklenici tarafından üstlenilen bir kısım işin sözleşme kapsamından çıkarılması olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Gerek başlık, gerek konu, gerekse içerik itibariyle bu protokolün tarihsiz "İkmâl İnşaat Yapım Sözleşmesi" başlıklı sözleşmeyi tadil eden bir protokol niteliğinde olduğu açıktır. Bu nedenle, bu protokolde hüküm bulunmayan hallerde, taraflar arasındaki meselenin "İkmâl İnşaat Yapım Sözleşmesi" kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
    Protokolde harçlar konusunda herhangi bir düzenleme bulunmamakla birlikte, protokolün tadil ettiği tarihsiz sözleşmenin 9. maddesinde; bu sözleşmenin düzenlenmesine, uygulanmasına ve işlerin yürütülmesine ilişkin her türlü vergi ve resimlerle masrafların yükleniciye ait olduğu ifade edilmiştir. Bu nedenle 04.07.2008 tarihli protokolün kullanılmasından kaynaklanan damga vergisinin tamamından yüklenici sorumlu tutulmalıdır. Diğer taraftan, 04.07.2008 tarihli protokolün (C) paragrafında "İkmâl İnşaat Sözleşmesi" kapsamından çıkarılan işlerin sıralanarak, bu işlerin mali mevzuat yönünden sorumluluğunun iş sahibine ait olacağının ifade edilmiş olması, sadece sözleşme kapsamında yüklenicinin sorumluluğundan çıkarılan işlerin mali sorumluluğunun iş sahibine yüklenmesi anlamı taşıdığından, protokolün damga vergisi sorumluluğunun iş sahibine yüklenmesi anlamına gelmeyeceği gibi Damga Vergisi Kanunu"nun 3. maddesi gereği vergi yükümlüsünün sözleşmenin tarafları olması da, İkmâl İnşaat Sözleşmesi"nin 9. maddesi uyarınca bu yükümlülüğün yükleniciye yüklenmesi karşısında iş sahibinin sorumlu tutulacağı anlamına gelmeyecektir.
    Yapılan açıklamalara göre, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 20.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara