Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/640 Esas 2013/2910 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/640
Karar No: 2013/2910
Karar Tarihi: 06.05.2013

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/640 Esas 2013/2910 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2013/640 E.  ,  2013/2910 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin yapılan itirazların reddine dair ek kararın temyizen tetkiki davalı vekilince talep edilmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla temyiz dilekçesi ile dosyadaki tüm belgeler okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    İhtiyati haciz talep eden vekili talebinde, borçlu iş sahibinin ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 03.04.2012 tarih ve 2007/390-90 Esas ve Karar sayılı ilâmı ile kararın fer’ileri ile birlikte kendilerine 128.234,00 TL ödemeye mahkum edildiğini, borçlunun mallarını kaçırma hazırlığında olduğunu ifade ederek alacak miktarı olan 128.234,00 TL borcu karşılayacak kadar taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiş; mahkemece 26.04.2012 tarihli kararla, borçlunun mahkeme kararına dayanılarak talep edilen miktar kadar borçlandığı, borcu ödemediği ve borcun da vadesinin geldiği gerekçesiyle teminatsız olarak talebin kabulü ile ihtiyati hacze karar verilmiştir.
    Borçlu ve üçüncü kişi vekili itiraz dilekçesinde, ihtiyati haczin dayanağının istirdada dönüşen menfi tespit davası sonucu verilen karar olduğunu, bu kararların kesinleşmeden infaz edilemeyeceğinin Yüksek Yargıtay’ın istikrarlı uygulamaları ile belli olduğunu, bu nedenle vadesi gelmiş bir borç olmadığını, bu halde ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini ifade ederek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş; mahkemece itiraz üzerine duruşmalı olarak yapılan inceleme neticesinde, kararın kesinleşmemiş olmasının alacağın varlığı konusunda mahkemede oluşacak kanaate etkili olmadığını, gerçeğe benzerlik karinesine göre ihtiyati haciz sebeplerinin ve alacağın varlığı konusunda yeterli kanaatin oluştuğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiş; karar itiraz dilekçesindeki sebeplerle borçlu iş sahibi vekilince temyiz edilmiştir.
    2004 sayılı İcra iflas Kanunu"nun 257/I. maddesi uyarınca ihtiyati hacze karar verilebilmesi için alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve para borcuna ilişkin olup vadesinin gelmiş olması gerekir. Buna karşılık İcra İflas Kanunu’nun 257/II. maddesi uyarınca ihtiyati hacze karar verilebilmesi için, alacağın vadesinin gelmiş olması gerekli değilse de, ihtiyari haciz talep edenin bu halde borçlunun muayyen yerleşim yerinin bulunmadığı veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya çalıştığı veya borçlunun kaçmaya hazırlandığı yahut kaçtığı ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğunu kanıtlayacak delilleri mahkemeye sunması gerekir. Özetle; alacaklı, alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiği veya alacağının vadesi gelmemişse, İcra İflas Kanunu"nun 257/II. maddesindeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır.
    Menfi tespit ilâmının, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu"nun 72/V. maddesi uyarınca kesinleşmeden takibe konulması mümkün değildir. İİK"nın 72/VI. maddesi gereğince istirdada dönüşen istemin de temeli menfi tespit davası olduğu için bu kural gereği bu ilâmda yer alan alacağın da ilâm kesinleşmeden takip konusu yapılmasına imkan yoktur. Somut olayda takip dayanağı ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 03.04.2012 tarih ve 2007/390-90 Esas ve Karar sayılı ilâmının incelenmesinde, davanın ilk olarak menfi tespit davası olarak açıldığı ve yargılama sırasında icra takip dosyasına yapılan ödeme sonrasında istirdada dönüştüğü ve mahkemece takip dosyasına yapılan ödemenin istirdaden tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda anılan ilâmın takibe konulabilmesi için kesinleşmesi zorunlu olduğundan vadesi gelmiş bir alacaktan da sözedilemez. Zira, bu tür ilâmlarda kesinleşme, vade anlamına gelir. Bu durumda, somut olayda İcra İflas Kanunu"nun 257/I. fıkrası kapsamında ihtiyati hacze karar verilmesi mümkün değildir.
    Yukarıda izah edildiği üzere, vadesi gelmemiş bir alacaktan dolayı, ihtiyati haciz istenebilmesi için de, İcra İflas Kanunu"nun 257/II. maddesinde gösterilen şartlardan en az birinin oluşması gerekir. Bu kapsamda yapılan incelemede, borçlunun muayyen yerleşim yerinin bulunmaması, taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya çalışması veya kendisinin kaçmaya hazırlanması yahut kaçması ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması şartlarından en az birinin bulunması gerekir ki, dosya kapsamında bu şartların bulunduğunu gösteren herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu halde, İcra İflas Kanunu"nun 257/II. maddesi kapsamında da, somut olayda ihtiyati hacze karar verilmesi mümkün değildir.
    Yapılan açıklamalara göre, mahkemece itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve yanılgılı değerlendirme ile itirazın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış ve temyiz incelemesine konu itirazın reddine dair 07.08.2012 tarihli ek kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle borçlu iş sahibi D... Müzik Yapım Bilgisayarlı Grafik Sistemleri Tasarım San. Tic. Ltd. Şti vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle yanılgılı değerlendirmeye dayalı kararın borçlu iş sahibi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 06.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara