Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/138 Esas 2022/1480 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/138
Karar No: 2022/1480
Karar Tarihi: 28.02.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/138 Esas 2022/1480 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2022/138 E.  ,  2022/1480 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    ...


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.01.2019 tarihinde verilen dilekçeyle önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 22.10.2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

    KARAR

    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.


    (Muhalif)

    KARŞI OY

    Davacı tarafından açılan şufa davası itibariyle neticeten davanın kabulüne ilk derece mahkemesi tarafından karar verilmiş, süresinde kararın istinaf edilmesi üzerine, ilgili istinaf mahkemesi tarafından itirazın reddi kararı verilmesi üzerine, iş bu karar temyizen davalı tarafından dairemiz önüne temyiz incelemesi için getirilmiştir.
    Dairemiz sayın çoğunluğu kararın onanması yönünde karar tesis etmiş ise de, tarafımızdan karşı oy görüşü aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.
    Tartışmanın temelinde, davalı alıcı tarafından ileri sürülen bedelde muvazaa iddiası olup, esasen tapuda gösterilen bedelin gerçeği yansıtmadığını, satıcıdan daha önce var olan alacağı karşılığı olarak tapuda devrin yapıldığı, gerçek bedelin daha yüksek olduğu açıklanmıştır.
    Yüksek Yargıtay’ın uzun zamandır, davalı-alıcının muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği görüşünü ısrarla vurguladığı açık olmakla birlikte, esasen yine son zamanlarda bazı uygulamalar ile bu görüşünü yumuşattığı da görülmektedir.
    Yargıtay dava açılmadan önce tapuda harç tamamlatılmış olması halinde tamamlatılmış harca esas bedelin şufa bedeli olarak kabul etmektedir. Esasen muvazaanın bu şekilde bölünüp yumuşatılması kendi içinde çelişki oluşturmaktadır.
    Oysa Türkiye uygulamasında genel olarak tapuda bedelin satış sırasında düşük gösterilmesinin ana sebebi, düşük harç ödenmesi olduğu açıktır. Bu durumun muvazaa olarak adlandırılması da tartışmalıdır. Çünkü alıcı-satıcı arasındaki sözleşme ile, davacı hak kullanıcısının hangi hakkının ihlal edildiği de ispata muhtaçtır.
    Yine muvazaa iddiası yönünden Yargıtay uygulamasında taraflar arasında ayrım yapılması da hakkaniyete uygun değildir. Çünkü davacıya bedelde muvazaa iddiası için ispat hakkı tanındığı halde, davalı için bu yol kapalı tutulmaktadır. Bu durumda her iki taraf içinde ispat hakkının tanınması uygun olacaktır.
    Ayrıca Yargıtay uygulamasından mirasçılar, hatta taraflar arasındaki satış gösterilen bağış işlemlerinde dahi sufa hakkının kullanılamayacağının belirtilmesi de, uygulamanın kendi içinde çelişkiler taşıdığını göstermektedir.
    Bu ve benzer açıklamalar gereğince davalının bedelde muvazaa savunmasının ispati yönünden kendisine imkan tanınması gerektiği kanaatindeyim.
    Son olarak bu tür ihtilafların önlenmesi amacıyla Harçlar Kanunun 16. maddesinin mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, bu tür davalarda gayrimenkulün değerinin nazara alınması ölçütünün uygulanarak tartışmalara son verilmesi görüşünde bulunduğundan dolayı, buna aykırılık teşkil eden gerek ilk derece gerekse istinaf mahkemeleri gerekçesi ve sonucuna katılmadığımı, davalıya gerçek bedeli ispat hususunda ispat hakkı tanınması ve neticeten temyiz edilen kararın bozulmasına karar verilmesi düşüncesi ile sayın çoğunluk kararına muhalifim.

    ...



    Hemen Ara