Esas No: 2021/2938
Karar No: 2022/1459
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2938 Esas 2022/1459 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/2938 E. , 2022/1459 K.Özet:
Dava, bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın satışı suretiyle giderilmesi istemiyle açılmıştır. Mahkeme tarafından davanın kabulü sonucu taşınmazın ortaklığı satılmış, bu karar temyiz edilmemiş, kesinleşmiştir. Ancak davalı tarafından, hüküm ile yapılan gerekçeli karar tebliği esnasında yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya tebliğ yapıldığı gerekçesiyle temyiz başvurusu yapılmış, temyiz itirazı kabul edilmemiştir.
Kararda, Tebligat Kanunu'nun gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsendiği belirtilmiştir. Yani, muhatabın adres kayıt sistemine doğrudan tebligat yapılamayacağı, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine normal bir şekilde tebligat yapılması gerektiği belirtilmiştir. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, araştırmalar yapılması gerekir. Ayrıca, muhatabın adresi değiştiğinde, bu değişikliğin tespiti için araştırmalar yapılmalıdır. Kanunun bu hükümlerinin Anayasa'nın hak arama hürriyeti ve HMK'nin hukuki dinlenilme hakkı başlıklı maddelerine aykırı olması durumunda, muhatabın savunma hakkının kısıtlanacağı belirtilmektedir.
Kısacası, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçelerin usul ve yasaya uygun olduğu belirtildiği için, temyiz itirazlarının reddiyle hüküm onanmıştır.
Kanun maddeleri:
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu
- 6099 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler
- Anayasa'nın \"Hak arama hürriyeti\" başlıklı 36. maddesi
- 6100 sayılı HMK'nin “Hukuki dinlenilme hakkı” başlıklı 27. maddesi
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
...
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.04.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.05.2016 günlü hükmün ve 21.05.2021 tarihli ek kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı 4446 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Karar tarafların temyiz etmemesi üzerine 12.07.2016 tarihinde kesinleştirilmiştir.
Hükmün, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemece 21.05.2021 tarihli ek karar ile temyiz başvurusu süresinde yapılmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nin “Hukuki dinlenilme hakkı” başlıklı 27. maddesi ile Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
Somut olayda;
1-Yargılama sırasında davalı ...’e yapılan gerekçeli karar tebliği TK'nın 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, adına önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK'nın 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu anlaşıldığından, taraf teşkilinin sağlandığı ve kararın kesinleştiği kabul edilemez. Bu sebeple mahkemece kesinleşmiş mahkeme ilamlarında temyiz yoluna başvurulamayacağı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine ilişkin verilen 21.05.2021 tarihli ek karar kaldırılarak temyiz incelenmesine geçilmiştir.
2-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) Numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili tarafından yerel mahkemenin 21.05.2021 tarihli ek kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile ek kararın ve 12.07.2016 tarihli kesinleşme şerhinin KALDIRILMASINA; (2) Numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili tarafından mahkemenin ortaklığın giderilmesine ilişkin asıl kararına yönelik temyiz itirazının incelenmesi ile hükmün ONANMASINA, taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 59,30TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine, 28.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.