Esas No: 2011/4776
Karar No: 2012/5776
Karar Tarihi: 13.09.2012
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/4776 Esas 2012/5776 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili Avukat ...ile davalı vekili Avukat... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, Borçlar Yasası’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan ... İlçesi ... Mahallesi tapunun ada no 4032 parsel no 17’de kayıtlı taşınmazın kooperatife devredilen 54/1440 hissesinin vefa hakkı gereğince bedeli mahkeme veznesine bloke edilerek tapusunun iptâli ile eski hissedarları adına ve hisseleri oranında tapularının iptâli ile tescili, vefa hakkının kabul edilmemesi halinde 26.06.1998 tarihli sözleşmenin 3. maddesi uyarınca sözleşmenin feshi nedeniyle devrin hukuki dayanağı ortadan kalktığından tapuların iptâli ile hissedarlar adına hisseleri oranında tesciline, birleşen dava, yapılan imâlat bedeli ile ilgili alacak istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda, 2009/79 Esas sayılı asıl davada davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında görülen 26.06.1998 tarihli sözleşmenin feshine, ancak dava konusu taşınmaz olan ... İlçesi ... Mahallesi tapunun 4032 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 54/1440 hissesi cebri icra yolu ile satılmış olduğundan davanın tapu iptâli ve tescil kısmı konusuz kaldığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacıların tazminat davası açmakta muhtariyetine, birleşen 2006/295 Esas sayılı dava dosyasında davanın kısmen kabulü ile 1.951.003,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
... İli ... İlçesi ... Mahallesi tapunun ada no 4032 parsel no 17’de kayıtlı taşınmaz davacılara aittir. Davalı yüklenici kooperatif ile davacılar arasında ... 2. Noterliği’nde 26.06.1998 tarih ve 19006 sayılı arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi düzenlenmiş, yüklenici kooperatif bu yere inşaat yapım işini üstlenmiştir. Sözleşme uyarınca arsaya 15 blok üzerinden 180 daire yapılacağı 72 dairenin arsa maliklerine 108 dairenin yüklenici kooperatife ait olacağı, inşaatın 5 yıllık süre içinde bitirileceği, arsa sahiplerinin %5’lik arsa payını kooperatife devredeceği kararlaştırılmıştır. Davacılar arsanın 54/1440 payını davalı kooperatife devretmişlerdir. Yüklenici kooperatif işe başlamış, edimini kısmen ifa etmiştir. Ancak inşaatı önemli oranda tamamlayamamış, işi bırakmıştır. Yapılan imalâtın %18,30 seviyesinde olduğu mahkemece alınan bilirkişi heyeti raporu ile saptanmıştır. Davacı arsa malikleri sözleşmenin geriye etkili feshi ile tapu iptâli ve tescil, davalı yüklenici ise imalât bedelini talep etmiştir. Geriye etkili fesihte yüklenicinin iade etmesi gereken, iş sahibinin (arsa sahibinin) önceden ödediği iş bedelidir. İş bedeli para olarak ödenmişse, fesih üzerine bu paranın iadesi istenecektir. Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde bedel olarak arsa payı devredileceğinden, iade peşin olarak devredilen arsa payına ilişkin olacaktır. Gerçekten başlangıçta ifa ile sonuçlanacağına güvenilerek sözleşmeye dayalı yapılan devrin sebebi, bozulan sözleşme ilişkisi ile ortadan kalkacağından geriye etkili fesih halinde yükleniciye devredilen arsa payının iadesi gerekir. Dava konusu somut olayda arsa maliklerince yüklenici kooperatife devredilen 54/1440 oranındaki pay kooperatifin üçüncü şahsa olan borcundan dolayı haczedilmiş, satışa çıkarılmış, davacı arsa maliklerinden ... bu yeri satın almıştır.
İnşaat seviyesi itibari ile davacı tarafın fesih isteminin yerinde olduğu, davalı yüklenici kooperatifçe birleşen 2006/295 Esas sayılı dava dosyasında imalât bedeliyle ilgili alacak davasının açıldığı, 12.07.2006 tarihi itibari ile fesih iradelerinin birleştiği açıklık kazanmıştır. Mahkemece bozmadan sonra alınan bilirkişi heyeti raporunda bu tarih itibari ile mahalli serbest piyasa fiyatlarına göre yapılan imalât bedelinin 1.979.337,00 TL olduğu hesaplanmıştır. Mahkemece davacılar tarafından yaptırılan tesbit sonucu belirlenen 1.951.003,00 TL bedele itibar edilip hüküm kurulmuş olup yüklenici kooperatif tarafından da temyiz nedeni yapılmadığından tespit edilen ve hükme esas alınan bu miktarın yerinde olduğu görülmüştür. Ancak arsa maliklerince devredilen 54/1440 payın tapusunun iptâli ile hisseleri oranında adlarına tescili istenmişse de davanın devamı sırasında bu yer icraca satılmış olup davacılar seçimlik haklarını bedel tayini yönünde kullandıklarından ve belirlenecek bedelin yüklenici kooperatif tarafından açılan imalât bedeli ile ilgili alacak davasında hükmedilen imalât bedelinden mahsubunu istediklerinden bu hususun gözetilmemesi isabetli olmamıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş arsa maliklerince tapuda devri yapılan 54/1440 oranındaki payın bedeli satış tarihi itibariyle uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile saptanıp yüklenici kooperatif tarafından açılan imalât bedeliyle ilgili alacak davasında mahsup edilmesi hususunun gözetilmesi ve sonucu dairesinde karar verilmesinden ibaret olmalıdır. Açıklanan olgular dikkate alınmadan birleşen davada yüklenicinin imalât bedelinin tamamına hükmedilmesi isabetli olmamış, bozma nedeni sayılmıştır.
Diğer yandan Borçlar Yasası’nın 101.maddesi uyarınca istenebilir hale gelen alacağa faiz yürütülebilmesi için borçluya usulüne uygun ihtarname gönderilip temerrüde düşürülmesi gerekir. Dava konusu somut olayda ise birleştirilen 2006/295 Esas sayılı dava dosyasında 20.000,00 TL imalât bedelinin reeskont faizi ile birlikte tahsili istenmiş olup, 30.04.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile bu bedel 2.796.314,50 TL arttırılarak 2.816.314,50 TL’ye çıkarılmıştır. Mahkemece hükmedilen 1.951.003,00 TL’ye göre temerrüt tarihi 20.000,00 TL için 12.07.2006 dava tarihi, geri kalan bedel yönünden ıslah tarihi 30.04.2010 itibariyle oluşmuştur. Anılan hususun gözetilerek buna göre faiz yürütülmemesi de usul, yasaya ve yönteme aykırı olmuştur.
Tüm bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davacıların temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 900,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı kooperatiften alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacılara verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 13.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.