Esas No: 2012/4213
Karar No: 2012/5645
Karar Tarihi: 11.09.2012
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/4213 Esas 2012/5645 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 818 Sayılı Boçlar Kanunu"nun 355 ve devamı maddesi gereği düzenlenen eser sözleşmesinin feshi, mehfi tespit, cezai şart ve istirdat istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın yetki yönünden reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yanlar arasında imzalanan 17.08.2010 tarihli sözleşmenin 10. maddesinde ihtilaf durumunda ... Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Sözleşme 1086 Sayılı HUMK’nın yürürlükte olduğu dönemde imzalanmıştır. Sözkonusu usul yasası hükümlerine ve Dairemizin yerleşik içtihat ve uygulamalarına göre eser sözleşmesinden doğan davaların genel hükümler gereği davalının yerleşim yeri, işin ifa olunacağı yer ve sözleşmeyle kararlaştırılan yer mahkemelerinden birinde açılması mümkündür. 1086 Sayılı Yasaya göre yetki sözleşmesi yapılması genel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmamaktadır. Sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle 6100 Sayılı HMK yürürlüğe girmediğinden sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinin kesin yetkili olduğunun kabulü mümkün değildir. Böyle bir kabul sözleşmenin imzalandığı tarihte değişik yer mahkemesinde dava açma imkanı bulunan tarafların seçimlik haklarını ortadan kaldıracağından, sözleşmeyle kararlaştırılan kesin yetkinin 6100 Sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra imzalanan yetki sözleşmelerinde tatbiki uygun olacaktır. Aksinin kabulü tarafların sözleşmeyle kazandıkları ve o tarih itibariyle yasayla yetkili kılınan mahkemelerde dava açma imkanını ortadan kaldıracağından eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır. Bu hale göre akdin ifa yerinin davacının iddiasında belirttiği gibi ... ili olması halinde HUMK’nın 10. maddesine göre ... Mahkemeleleri’de eldeki davaya bakmaya yetkili olacaktır. (Yargıtay 15. HD’nin 13.06.2012 gün 2012/3501-4402 E.K. ve 02.04.2012 gün 2012/1736-2163 E.K. sayılı ilamları)
Bu durumda mahkemece sözleşmenin 2. maddesinde işin yapılacağı inşaatın bulunduğu ada ve parsel numarası belirtilmiş olmakla birlikte hangi idari birimde bulunduğu yazılı olmadığından taraflardan sorularak akdin ifa olunacağı yerin belirlenmesi, ihtilaf halinde taraflarca akdin ifa yerinin belirlenmesi konusunda delilleri ibraz ettirilip davacının iddiasında ileri sürdüğü gibi ... ili olduğunun anlaşılması halinde yetki şartı 1086 Sayılı
HUMK’nın 10. maddesine göre yetkili olan mahkemenin yetkisini kaldırmayacağından yetki itirazının reddedilip işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi aksi halde şimdiki gibi dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 11.09.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
6100 sayılı HMK’nın zaman bakımından uygulanmasını düzenleyen 448. maddesinde; bu Kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında 1086 Sayılı HUMK’nın yürürlükte olduğu 17.08.2010 günlü eser sözleşmesinin 10. maddesinde yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri olduğu belirtilmiş, ancak; bu sözleşmeden kaynaklanan eldeki dava 6100 Sayılı HMK’nın yürürlükte olduğu 23.12.2011 tarihinde açılmıştır.
Davanın tarafları arasında yetki sözleşmesi yapılmışsa; usul işlemi yetki sözleşmesinin yapıldığı tarihte değil, davanın açıldığı tarihte tamamlanmış olur. Bu sebeple yukarda sözü edilen HMK’nın 448. maddesindeki usul işleminin tamamlanma tarihinin dava tarihi olarak kabulü gerekir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17.maddesinde ise; taraflarca aksi kararlaştırılmadığı sürece, davanın ancak yetki sözleşmesinde belirtilen mahkemede açılabileceği belirtilmiş olup, bu yetki kuralı kesin yetkiyi içermektedir. Temyize konu dava ise ... 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış olup, mahkemenin yetki sözleşmesinde belirtilen ... Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olması nedeniyle yetkisizlik kararı vermesi HMK’nın 448 ve 17. maddeleri hükmü uyarınca yerinde olup kararın onanması düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.