Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4513 Esas 2022/1694 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4513
Karar No: 2022/1694
Karar Tarihi: 07.03.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4513 Esas 2022/1694 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/4513 E.  ,  2022/1694 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    ...

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24/09/2014 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal talep edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 22/12/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    I. DAVA
    Davacı, maliki olduğu 9 parsel no’lu taşınmazda bulunan binasına komşu 8 parselin tecavüzlü olduğunu ileri sürerek davalıların kaçak binasının yıktırılmasına karar verilmesini istemiştir.
    II. CEVAP
    Davalı ..., davanın reddini savunmuş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    1. Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 14.05.2015 tarih, 2014/516 Esas, 2015/214 Karar sayılı ilamı ile; davayı elatmanın önlenmesi davası olarak tasnif etmiş, davanın kabulü ile 1160 ada, 9 parselde kayıtlı taşınmazın üzerine davalıların yaptığı kaçak inşaat bölümlerinin haksız olması nedeniyle inşaatın kaçak bölümlerinin yıktırılmasına karar vermiştir.
    2. Bu karar davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 12.12.2019 tarih, 2018/8096 Esas, 2019/11304 Karar sayılı kararıyla “…Hemen belirtilmelidir ki imara aykırılık, idare ve idari yargıyı ilgilendirir. Mahkemece davalıya ait binanın davacı taşınmazına bir tecavüzünün bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, tecavüz varsa müdahalenin men’ine karar verilmeli, komşuluk hukuku kapsamında bir zarar mevcut ise bu zararın tespiti ve giderimi yönünde araştırma yapılmalıyken idareyi ve idari yargıyı ilgilendiren hususlarda hüküm kurulması doğru değildir.

    Kabule göre de; davalı 8 parselin tapu kaydının dosya arasına alınarak malikinin saptanması, bir tecavüz var ise hangi davalı tarafından yapıldığının tespit edilerek o davalı aleyhine hüküm tesis edilmesi gerekmekteyken mütecavizin kim olduğu tespit edilmeden karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.” gerekçeleriyle bozulmuştur.
    3. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, davanın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, yargı yoluna ilişkin dava şartı noksanlığından reddine karar verilmiştir.
    IV. TEMYİZ
    A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
    B. Temyiz nedenleri
    Davacı mahkemenin bozma ilamına uymadığını, bilirkişi raporunun dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.
    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, el atmanın önlenmesi davalarında yargı yolunun belirlenmesi ile dava konusu taşınmaza bir tecavüz var ise hangi davalı tarafından yapıldığının tespit noktalarında toplanmaktadır.
    2. İlgili Hukuk
    1. 22.11.2001 tarihli 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 683 üncü maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
    “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.”
    2. 12.1.2011 tarihli 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesinin “Asliye hukuk mahkemelerinin görevi” kenar başlıklı (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
    “ (1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
    (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.”
    3. 6.1.1982 tarihli 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırları" başlıklı 2. maddesinin (a) ve (b) bentleri şöyledir:
    “(a) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,
    (b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,”
    3. Değerlendirme
    1. Davacı, maliki olduğu taşınmazda bulunan binasına komşu parselin tecavüzlü olduğunu, kendine ait binanın duvarına demir çubuklar çakarak zarar verdiğini, ileri sürerek davalıların kaçak binasının yıktırılmasına karar verilmesini istemiştir.Davacının talebi İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi anlamında idari yargının görevi alanına giren bir işlemin iptali niteliğinde olmadığından davanın görülme yeri adli yargıdır.
    2. Somut olayda; dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olup, 6100 sayılı HMK’nin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra (24.09.2014 tarihinde) açıldığından, davanın 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi uyarınca genel yetkili asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir.
    3. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da el atmanın önlenmesi davasını etkilemez.
    4. Dava elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen bilirkişiler 21.04.2015 tarihli raporlarında davalı tarafından davacıya ait binanın duvarları delinerek davacı inşaatında bulunan demirlere sabitlediği ve davacı binasının duvarlarını kullanılması şeklinde elatma olduğu tespit edilmiştir. Mahkemenin dosya içeriğine uygun olmayan yetersiz gerekçeyle davanın yargı yolu sebebiyle reddine kara verilmesi doğru görülmemiş, hüküm bozulmuştur.
    VI. KARAR
    Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 07.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    ,




    Hemen Ara