Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/26988 Esas 2022/4598 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/26988
Karar No: 2022/4598
Karar Tarihi: 17.05.2022

Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/26988 Esas 2022/4598 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2021/26988 E.  ,  2022/4598 K.

    "İçtihat Metni"


    Nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/03/2021 tarihli ve 2021/5276 soruşturma, 2021/5653 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ankara Batı 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 17/05/2021 tarihli ve 2021/2477 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, şüphelinin işlettiği düğün salonuna zaman zaman gelerek temizlik işi yapan müşteki ...'nin olay tarihinde şüphelinin kendisini iş yerinde beklemesini söylemesi nedeniyle iş yerinde şüpheliyi beklediği, diğer çalışanların iş yerinden ayrılmalarından sonra şüphelinin alkol almaya başladığı ve müştekiye saldırarak iki kez nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu, şüphelinin gece geç saatte aracıyla müştekiyi evinin yakına bırakmasını takiben müştekinin ilgili kolluk birimine ihbarda bulunarak şikayetçi olması üzerine yapılan soruşturma neticesinde Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca soyut iddia dışında delil bulunmadığı gerekçesiyle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüphelinin alınan ifadesinde cinsel ilişkinin müştekinin rızası ile gerçekleştiğini ifade etmesine rağmen müştekinin alınan beyanında, şüphelinin kendisine saldırdığını, başını duvara vurduğunu, saçlarından tutarak yere yatırdığını ve tüm çabasına rağmen kendisine nitelikli cinsel saldırıda bulunduğunu, devamında bu durumu başkasına söylerse kendisini öldürmekle tehdit ettiğini ve ikinci kez nitelikli cinsel saldırıda bulunduğunu beyan etmesi ve olayın ardından Ankara Sincan Dr. Nafiz Körez Devlet Hastanesinden alınan 24/02/2021 tarihli rapora göre, müştekinin "Sol ayak bileğinde 2-3 adet morluk, sağ uylukta 1 adet morluk, sol omuzda 1 adet morluk, her iki kalçada kızarıklık, alında sol tarafta yumuş doku şişliği mevcut" şeklindeki açıklamalara istinaden basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şeklinde yaralandığının anlaşılması karşısında, şüphelinin üzerine atılı suça ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin mahkemesince incelenmesi gerektiği gözetilmeksizin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 04/10/2021 gün ve 94660652-105-06-12059-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrakla birlikte dosya Daireye tevdi kılınmakla dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, delilleri takdir ve değerlendirme yetkisinin mahkemeye ait olması nedeniyle itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken gerekçenin dosya içeriği ile uyumlu olduğundan bahisle reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş olup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi talebinin kabulü ile Ankara Batı 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 17.05.2021 tarihli ve 2021/2477 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.05.2022 tarihinde üye ...'un karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Sanık ...’ün işlettiği düğün salonunda temizlik işlerinde çalışan mağdure ...’nin 24.02.2021 günü polise başvurarak tecavüze uğradığını iddia etmesi ile soruşturmaya başlanmıştır. Mağdurun vücudunun çeşitli yerlerinde basit şişlik, morluk, kızarıklık, ağrı bulunduğu doktor raporundan anlaşılmaktadır. Mağdur delil olarak olay sırasında üzerinde olduğunu iddia ettiği kot pantolon, sütyen, kilot ve atleti vermiştir. Giysilerde yırtık, kan izi bulunmadığı tespit edilerek başka bir inceleme yaptırılmamıştır. Mağdure, patronu sanığın isteği üzerine 23.02.2021 günü akşamı diğer personel gittiği halde kendisinin işyerinde kaldığını, sarhoş şekilde gelen sanığın isteği üzerine biraz da birlikte alkol aldıklarını, yanağından makas alan sanığın öpmesi üzerine gitmek istediğini söylediğini, sanığın saldırıp başını duvara vurduğunu, yere yatırarak pantolonunu çıkarıp tecavüz ettiğini, bir süre sonra tekrar cinsel ilişkiye girdiğini, sanığa fazla direnemediğini, gece olduğu için de evine sanığın bıraktığını, arkadaşına olayı anlatıp polise başvurduğunu ifade etmiştir. Mağdurdan olayı duyan tanık ... beyanında duyduklarını özetlemiştir. İşyerinin kamera görüntülerinde mağdurun üzerinde etek bulunduğu, pantolon olmadığı, olayın gerçekleştiği ofise normal şekilde girip çıktığı, sanıkla birlikte araca doğru yürüdükleri tespit edilmiştir. Sanık, cinsel ilişkinin rızalı olduğunu söylemiştir.
    Usulüne uygun şekilde yürüttüğü soruşturma sonucunda başsavcılık, mağdurdaki yaralanmaların olaydan kaynaklandığının belirlenememesini gerekçe göstererek kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Mağdurun bu karara itirazı üzerine Ankara Batı 2. Sulh Ceza Hakimliği itirazın reddine dair kesin olmak üzere karar vermiştir. Kanun yararına bozma talebinde, delilleri takdir ve değerlendirme yetkisi, mahkemeye ait olduğundan itirazın kabulü yerine reddedilmesi, hukuka aykırılık olarak gösterilmektedir. Kanun yararına bozma talebiyle gelen davada sayın çoğunluk talebin kabulüne ve kararın kaldırılmasına karar vermiştir.
    Hukuki sorun, cinsel saldırı suçu soruşturmasında verilen takipsizlik kararına itirazın yerindeliğinin kanun yararına bozma yoluyla incelenip incelenmeyeceğidir.
    Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara karşı itiraz üzerine verilen sulh ceza hakimliği kararı kesin kabul edilerek gereksiz yere dava açılması önlenmeye çalışılmaktadır. Sulh ceza hakiminin bu kararının kanun yararına bozulması halinde teorik olarak ancak kanuna aykırılık tespit edilebilir ama hukuken sanık aleyhine sonuçlar elde edilemez. Kanun yararına bozma sanık aleyhine sonuçlar elde etmek için kanuna konulmamıştır. Bozma kararları, kanunların ülkede yeknesak uygulanmasını sağlamaya yöneliktir. Hukuken kesinlik tanınan bir kararın kanuna aykırı olması halinde kanun yararına bozma yoluyla kanuna aykırılık tespit edilse bile aleyhe hukuki sonuç elde edilemez. Somut olayda sulh ceza hakimliğinin kararı kaldırılsa bile kanun yararına bozma kamu davası açılmasına ve yargılama yapılmasına yol açamaz. Kanun yararına bozma yolunun aleyhe sonuçlar doğurması, bu yolun istisnailiği ve olağan olmaması ile bağdaşmaz.
    Kovuşturmaya yer olmadığına karar veren savcı yanlış yaptığını fark etmişse bunun yolu kanun yararına bozma değil, CMK’nun 172/2 fıkrasına göre derhal yeni bir soruşturma başlatarak yeterli şüphe oluşturacak yeni deliller elde etmek ve sulh ceza hakimliğinden kararın geri almasını sağlamaktır. Soruşturma açmak, idari nitelikte bir faaliyet olduğu için bu yol her zaman kullanılabilir ve eksiklikler tamamlanabilir. Elde edilecek yeni delillere göre kesin hüküm halini alan hakimlik kararının kaldırılmasının gerekip gerekmediği sonradan değerlendirilecek bir konudur. Yargılamanın aleyhe yenilenmesi dahil olmak üzere kesin hüküm haline gelmiş bir kararın kaldırılabilmesinin birçok çaresi de bulunmaktadır. Kanun yararına bozma ise aleyhe sonuç doğuramayacak kısır bir kanun yolu olduğu için amaca elverişli değildir.
    Ceza yargılamasında mağdurun beyanı, tek başına belirleyici delil olabilmektedir. Soruşturmada savcı, delil değerlendiremez ve takdir hakkı kullanamaz denirse, delilleri değerlendirme ve takdir etme bahanesiyle her iddiada dava açılıp mahkeme önüne götürülecektir. Bu kargaşa doğuracak ve sistemi iş yüküne boğacaktır. Soruşturma evresinde, eldeki delillere göre kamu davası açılıp açılamayacağı değerlendirmesi münhasıran savcının görevidir. Sulh ceza hakimi ise bu değerlendirmenin mantıki tutarlığı ile hukukiliğini inceleyecektir. Kanun yararına
    bozma yoluyla bu değerlendirme ve incelemelerin hukuka aykırılığı denetlenebilir değildir.
    Yargıtay, kanun yararına bozma yolunda delil takdiri ile yerindelik denetimi yapamaz. Kamu davası açılması için delillerin yeterli olup olmadığı, delilin ispattaki önemi ve belirleyiciliği konuları takdire ilişkindir. Sulh ceza hakimi, incelediği itiraz konusunda takdirini kullanarak kararını vermişse artık bu takdire karışılamaz. Soruşturma sonucunda dava açılmasının gerekip gerekmediği bir delil değerlendirmesi, takdir hakkına ilişkin yerindelik denetimi olup kanun yararına bozma konusu edilebilecek hukuka aykırılık kavramı içinde değildir.
    Sulh ceza hakiminin itiraz üzerine verdiği karar bir denetim kararı olup bu kararında denetimi olamaz. Kanunun açık bir hükmüne aykırı karar verilmiş ve kanun uygulanmasında birlik sağlanmak için istisnaen kanun yararına bozma yolu aleyhe sonuç doğurmamak üzere kullanılabilir. Sulh ceza hakimi kararına kesinlik tanındığına göre yanlış olsa bile yerindelik denetimi yapılamaz ve hukuken katlanmak dışında bir çare düşünülemez. Kesin hüküm sonuçları bağlanan kararın artık yerindelik denetimi yapılamaz.
    5271 sayılı CMK’nun 309/4 fıkrasında bentler halinde kanun yararına bozma kararı verilebilecek hükümler ile sonuçları sınırlı sayıda açıklanmıştır. Kıyasen kanun yararına bozma verilebilecek hükümler genişletilemez. Bu bentte sayılanlar dışında kanun yararına bozma kararı verilemez. Sulh ceza hakimliğinin itiraz üzerine verdiği ret kararı, bu bentte sayılan hükümlerden biri değildir. Bu bentlere uymayan aleyhe sonuçlar doğuran kanun yararına bozma yapılması hukuka aykırıdır.
    5271 sayılı CMK’nun 309/4 fıkrasında sınırlı sayıda düzenlenen bozma sebeplerine uymayan, delil değerlendirmesi gerektiren ve yerindelik denetimi yapılarak verilen, hukuka aykırılığı açık olmayan, aleyhe sonuç doğurup dava açılması ve yargılama yapılmasına yol açacağı belli olan kanun yararına bozma talebinin reddi yerine kabulüne ve itiraz üzerine verilen kesin nitelikteki hakimlik kararının bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun düşüncesine katılmıyorum.

    Hemen Ara