Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2910 Esas 2022/1907 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2910
Karar No: 2022/1907
Karar Tarihi: 10.03.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2910 Esas 2022/1907 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/2910 E.  ,  2022/1907 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    ...

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17/07/2017 tarihinde verilen dilekçe ile satış vaadi sözlemesi nedeniyle tapu iptal ve tescil terditli tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27/10/2020 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nce istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine dair verilen karar davacı vekili, davalı ... vekili ve davalılar ... vd. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    1.DAVA
    1.1. Davacı vekili, davalıların Samsun 3.Noterliğinin 26/12/1983 tarihli ve 60375 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...,.. parselin tamamını 100.000,00TL bedel karşılığında ve aynı yerde bulunan 98 parselin 1/3 hissesini ise 75.000,00TL bedel karşılığında müvekkiline sattıklarını, ilgili satış vaadi sözleşmesinde satış bedelinin nakit ve peşin olarak ödendiğinin ve taşınmazlardaki zilyetliğin müvekkiline devredildiğinin belirtildiğini, ancak müvekkilinin davalılara noter aracılığıyla çektiği ihtarnameye rağmen hisse devirlerinin yapılmadığını belirterek satış vaadi sözleşmesine istinaden dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz hisselerinin rayiç değerlerinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, rayiç değer tespitinin mümkün olmaması halinde satış bedeli olan 175.000,00 TL'nin satış vaadi sözleşmesinin düzenleme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte günümüz değerine göre güncellenip değiştirilerek davalılardan tahsilini istemiştir.
    2.CEVAP
    2.1. Davalılar vekilleri, satış vaadi sözleşmesinin tehdit altında imzalandığını, sözleşme içeriğini kabul etmediklerini belirterek zamanaşımı savunmasında bulunmuş ve davanın reddini istemişlerdir.
    3. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    3.1.Mahkeme, satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların zilyetliklerinin davacıya devredilmediğinin tanık anlatımlarından anlaşıldığından bahisle zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek davanın reddine karar vermiştir.
    4. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    4.1. Hükmün istinaf yolu ile incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir.
    4.2. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi, istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddine karar vermiştir.
    5. TEMYİZ
    5.1. Davacı vekili, davalı ... vekili, davalılar ... ve diğerleri vekili kararı temyiz etmiştir.
    5.2 Temyiz Nedenleri
    5.2.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde, davaya konu satış vaadi sözleşmesinde dava konusu taşınmazların zilyetliklerinin müvekkiline devredildiğinin yazılı olduğunu, satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği tarihte sözleşmeye konu taşınmazların tapuda davalılar adına kayıtlı olmamasının zilyetliğin devredilmesine engel teşkil etmeyeceğini, davalıların sözleşmedeki beyanları ile bağlı olduklarını, zamanaşımı savunmasının ileri sürülemeyeceğini, zamanaşımının geçtiğinden bahisle davanın reddinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
    5.2.2. Davalılar vekilleri temyiz dilekçelerinde, davanın zamanaşımından reddinin davanın esastan reddi niteliğinde olduğunu, bu nedenle davalılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, maktu vekalet ücretine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek temyiz yasa yoluna başvurmuşlardır.
    6.YARGITAY KARARI
    6.1. Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal tescil terditli tazminat isteğine ilişkindir.
    6.2. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
    6.3. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez.
    6.4. Somut olayda, bir kısım davalılar ve bir kısım davalıların mirasbırakanları Samsun 3.Noterliğinin 26/12/1983 tarihli ve 60375 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...,... Mahallesinde bulunan ... parselin tamamını 100.000,00 TL bedel karşılığında ve aynı yerde bulunan 98 parselin 1/3 hissesini 75.000,00 TL bedel karşılığında davacıya satmayı vaat etmişlerdir. Anılan satış vaadi sözleşmesinde, sözleşmeye konu taşınmazların fiilen davacıya teslim edildiği yazılıdır. Dava konusu taşınmazlardaki zilyetlik, hukuken de olsa satış vaadi alacaklısı olan davacıya devredilmiş olduğundan davalıların zamanaşımı savunmasında bulunmaları Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından artık dinlenemez. Bu nedenle işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına ve bozma nedenine göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ilişkin karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HMK 371. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın HMK 373/2. maddesi uyarınca Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, bozma nedenine göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,
    10.03.2022 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.









    Hemen Ara