Esas No: 2021/4458
Karar No: 2022/2088
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4458 Esas 2022/2088 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/4458 E. , 2022/2088 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.10.2013 tarihinde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.10.2020 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü :
KARAR
Dava; elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu 402 parsel (yeni 90 parsel) sayılı taşınmazın paydaşı olduğunu, davalıların ise komşu parsel maliki olduklarını, müvekkiline ait taşınmaza sera ve ev yapmak suretiyle müdahalede bulunduklarını ileri sürerek; elatmanın önlenmesine, muhdesatın kal’ine ve her bir davalı için 350'şer TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararda davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilince hüküm temyiz edilmiş, Yargıtay 8.Hukuk Dairesince; mahkemece yapılan keşifte tanık ve mahalli bilirkişi dinlenmediği, keşifte dinlenen davalılar ve vekili tarafından cam sera, plastik sera ve evlerin hangi davalıların kullanımında olduğunun belirtildiği; depo ve garaja ilişkin açıklama yapılmadığı, bilirkişiye hangi davalının hangi sera, ev, depo ve garajı kullandığının krokide işaretlettirilmediği, böylelikle hangi davalının ne kadar alana ve nereye müdahale ettiğinin net olarak saptanmadığı, mahkemece hangi sebeple davalıların işgal ettikleri alanların eşit olduğunun belirtildiğinin anlaşılamadığı, bu şekilde infazda tereddüt oluştuğu, kaldı ki yargılama gideri ve vekalet ücreti ile ecrimisil hesabının el atılan alanlar göz önünde tutularak yapılacağı dikkate alındığında her bir davalının el attığı alan belirlenmeden eksik incelemeyle karar verildiği gerekçesiyle hüküm bozulmuş, davalı tarafın karar düzeltme talebi reddedilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilince hükme karşı temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Bilindiği üzere, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle , haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal , haksız eylem niteliğindedir . (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
Somut olayda, ecrimisil talebinde bulunulan dava konusu, eski ...,... parsel sayılı, 19.827,61 metrekare alanlı, sera ve tarla nitelikli taşınmazda davacı tarafın 1750/18200 oranında paydaş olduğu sabitken, mahkemece dava konusu taşınmaz için tespit edilen ecrimisile davacının payı oranında hükmedilmesi gerekirken, davacı tam malikmiş gibi hesaplanan ecrimisil bedelinin tümü için davacı lehine hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Kabule göre de, dava neticesinde davalılardan tahsile karar verilecek harç miktarının işgal ettikleri alan tespit edilerek hüküm altına alınması gerekirken hüküm fıkrasında mükerrer olarak (3) no’lu bent iki kere yazılarak fazla harç tahsiline karar verilmiş olması da doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.