Esas No: 2022/1091
Karar No: 2022/2155
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1091 Esas 2022/2155 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1091 E. , 2022/2155 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ... vd.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30/09/2005 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın hukuki yarar yokluğundan reddine dair verilen 31/10/2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
I.DAVA
Davacı vekili, davacı kooperatif ile davalılar arasında düzenlenen Beşiktaş 6. Noterliğinin 27.08.1991 tarihli 60064 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 941 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 3.868.800.000TL bedel ile davacıya satışının vadedildiğini, bedelin ödendiğini, davalıların davacıyı ibra ettiğini, arsanın kullanımının da fiilen davacıya teslim edildiğini, kooperatif tarafından arsa üzerinde inşaatların bitirilerek üyelerine de fiilen tahsis edildiğini, sözleşme gereğince arsa sahiplerine başvurulmasına rağmen bugüne kadar tapunun devredilmediğini belirterek dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı kooperatif adına tescilini talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP
Bir kısım davalılar vekili; davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ..., ... ve ... vekili, 01.06.2008 tarihli sulh anlaşmasından dolayı davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.
III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, "davacının, satın alma vaadinde bulunduğu dava konusu taşınmazın mülkiyetinin Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/673 Esas sayılı dosyasında davalı olduğunu bilerek davalı tarafı tescile zorlamayacağını kabul ederek gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini imzaladığı, Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesinin 1968/673 Esas sayılı dosyasında görevsizlik kararı verilerek dosyanın Beykoz Kadastro Mahkemesine gönderildiği ve 2009/4 Esas numarası ile yargılamasının devam etmekte olduğu, dava tarihi itibariyle ve halen dava konusu taşınmazın aynına ilişkin mülkiyet ihtilafı oluşturan davanın ve bu davada konulan tedbirin devam ediyor olması ve davacının da bu engeli bilip kabul ederek sözleşmeleri imzalamış olması nedeniyle davalılardan tapu iptali ve tescil talebinde bulunmakta hukuki yararının olmadığı, davalıların istese de böyle bir devirde bulunma hak ve yetkilerinin olmadığı, kabul beyanları doğrultusunda bir hüküm kurulması yoluna gidilemeyeceği, davacının dayandığı sözleşmelerle Kadastro Mahkemesinde devam eden dosyaya müdahil olup talepte bulunması gerektiği, davacının davalılara karşı yükümlülüklerini tam olarak yerine getirip getirmediğinin ayrıca incelenmesine gerek olmadığı" gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV.TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, davalıların bir kısmının kayıtsız şartsız davayı kabul ettiğini, bir kısmının da protokol uyarınca davayı kabul ettiğini, protokolün iptali için açılan davanın reddedilip kesinleştiğini, ortada geçerli bir protokol söz konusu olduğunu, dava konusu taşınmazın halen davalılar adına kayıtlı olduğunu, Beykoz Kadastro Mahkemesindeki davada da dava konusu taşınmazın orman alanında kalmadığı anlaşıldığından davanın kabulü gerektiğini, davanın reddinin doğru olmadığını belirterek hükmü temyiz etmiştir.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2.Hukuki Sebep
İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 120/1. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satımı taahhüt edilen taşınmazın dava tarihindeki güncel değerinden ibaret olacağı kuşkusuzdur (04.03.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun (temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın) mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32.maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
Ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesine göre; bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
3.2 Değerlendirme
Somut olaya gelince; 27.08.1991 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesindeki satış bedeli üzerinden dava harçlandırılmış, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden eksik kalan harç tamamlatılmamıştır. Davada ileri sürülen tapu iptali ve tescil isteği ile ilgili olarak taşınmazın dava tarihindeki değeri saptanarak yargılama sırasında bu değer üzerinden hesaplanacak harçtan eksik kalan kısmının varsa tamamlanması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devamla hüküm kurulması gerekirken, bu hususun gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; dava konusu 941 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, Beykoz Kadastro Mahkemesinin 2009/4 Esas sayılı dosyasında nizalı olup bu dosyada karar tarihinde henüz hüküm verilmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165.maddesi uyarınca Beykoz Kadastro Mahkemesinin 2009/4 Esas sayılı dosyanın bekletici mesele yapılarak sonuçlandıktan sonra esas talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken; davacının sözleşmeyi imzaladığı sırada kadastro mahkemesindeki davadan haberdar olması ve 941 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarında kadastro mahkemesindeki dava nedeniyle ihtiyati tedbir kararı bulunması gerekçe gösterilerek hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
V.SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.