Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/5828 Esas 2022/2189 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5828
Karar No: 2022/2189
Karar Tarihi: 22.03.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/5828 Esas 2022/2189 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, tapu iptali ve tescil talebinde bulunarak, birlikte aldıkları taşınmazların 1/6'sına tescil yapılamadığını ve tamamının davalı adına tescil edildiğini iddia etmişlerdir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Ancak davacılar, karara temyiz etmiş ve daha sonra davadan feragat ettiklerini belirtmiştir. Feragatin davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle kararın davacıların davadan feragati hakkında mahkemece bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği hükme bağlanmıştır.
Feragat ve kabul hükümleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun \"Feragat ve kabulün şekli\" başlıklı 309. maddesinde açıklanmaktadır. Feragatın kati bir hüküm doğuracağı ve karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, feragatın kayıtsız ve şartsız olması gerektiği ifade edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. maddesi: Feragatin, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğunu belirtmektedir.
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308. maddesi: Kabulün, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesi olduğunu belirtmektedir.
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 309. maddesi: Feragat ve kabul işlemlerinin şekil ve şartlarını belirlemektedir.
7. Hukuk Dairesi         2021/5828 E.  ,  2022/2189 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    ...

    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 17/08/2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08/06/2021 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 22/03/2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:


    K A R A R

    Dava inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacılar, 439 (yeni hali ...,... parsel sayılı ve 1545 parsel sayılı taşınmazların ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından birlikte satın alındığını, taşınmaz tarla vasfında olduğundan 1/6 oranında ortaklar adına tapuya tescilinin yapılamadığını ve tamamının hissedarlardan davalı ... adına tescil edildiğini, taşınmazlar arsa vasfını aldıktan sonra 6 hissedar adına tapuya tescillerinin yapılacağı konusunda taraflar arasındaki inanç sözleşmesi yapıldığını, belirterek taşınmazların tapusunun iptali ile 1/6'şar payın adlarına ayrı ayrı tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, davacıların dayandığı sözleşmenin geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tapuya kayıtlı bir gayrimenkulün tapu kaydının iptalinin mümkün olmadığını, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımı ve hak düşürücü süreye uğradığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2016/14371 E-2019/7690 K sayılı ilamıyla, dava konusu taşınmazların tarımsal niteliğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulup, görüş alındıktan sonra pay tescili konusunda bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Davacılar vekili hükmün verilmesinden ve kararı temyizinden sonra 02.02.2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 307. maddesinde feragatin, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanunun 308. maddesi gereğince de kabul, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Feragat ve kabulün şekli" başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
    Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle mahkemece verilen kararın davacıların davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.03.2022 gününde oy birliği ile karar verildi.







    Hemen Ara