Esas No: 2021/4300
Karar No: 2022/2262
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4300 Esas 2022/2262 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/4300 E. , 2022/2262 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21/05/2012 gününde verilen dilekçe ile ecrimisil istenmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/02/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
1.DAVA
1.1. Davacı vekili, davalının müvekkilinin maliki olduğu İstanbul ili, Fatih ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 2073 ada 26 parsel sayılı taşınmazda haksız işgalci olduğunu belirterek 01.08.2009 ila 31.03.2012 tarihleri arasındaki dönem için 20.353TL işgal tazminatının işgalin başlangıç tarihinden itibaren kademeli kanuni faiz ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
2.CEVAP
2.1.Davalı vekili, ön inceleme duruşma gününü ve keşif gününü bildirir davetiye de dahil olmak üzere yargılamada müvekkiline yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, yargılamada Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa riayet edilmediğini, müvekkilinin dava konusu taşınmazda işgalinin olmadığını, emniyet araştırmasının da bu durumu doğruladığını, davacı kurumun tek taraflı düzenlediği tutanağa istinaden davalının işgalinin ispatlanamayacağını, taraf teşkilinin sağlanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. MAHKEME KARARI
3.1.Mahkemece, 2012/394 Esas, 2014/460 Karar, 13.11.2014 tarihli davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2018/3757 Esas, 2019/5521 Karar, 29.05.2019 tarihli ilamı ile davalı vekilinin son duruşmaya bildirdiği mazereti hakkında bir karar verilmemiş olması ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 184. ve devamı maddelerinde belirtilen sözlü yargılama usulüne uyulmamış olması nedenleriyle bozulmuştur.
3.2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin anılan bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. TEMYİZ
4.1.Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
4.2.TEMYİZ NEDENLERİ
4.2.1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde, ön inceleme duruşma gününü ve keşif gününü bildirir davetiye de dahil olmak yargılamada müvekkiline yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğunu, yargılamada Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa riayet edilmediğini, tahkikatın bittiği tefhim edilmeksizin karar verildiğini, kararın gerekçesiz olduğunu, müvekkilinin lehine olan delillerin değerlendirilmediğini, müvekkilinin dava konusu taşınmazda işgalinin olmadığını, emniyet araştırmasının da bu durumu doğruladığını, davacı kurumun tek taraflı düzenlediği tutanağa istinaden davalının işgalinin ispatlanamayacağını, taraf teşkilinin sağlanmadığını, bilirkişi raporlarının somut verilere dayanmadığını, bilirkişinin kök raporu ile ek raporu arasında çelişki olduğunu belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
5.YARGITAY KARARI
5.1.Dava, haksız işgal tazminatı isteğine ilişkindir.
5.2.Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibi olmayan kötü niyetli zilyedin, zilyet olmayan hak sahibine ödediği kötü niyet tazminatıdır. Başka bir anlatımla; davalının, davacıya ecrimisil ödemeye mahkum edilebilmesi için haksız işgalin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde kanıtlanması gerekir.
5.3. 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ve malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
5.4.Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 266 ve devam eden maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
5.5.Bu nedenle, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmelidir. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
5.6.Öte yandan, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesine göre, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi hukuki dinlenilme hakkının gereğidir. Aynı Kanunun 297. maddesine göre hükmün, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerekmektedir.
5.7.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde, mahkemece davanın kısmen kabulü ile belirlenen ecrimisilin tahsiline dair hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma yeterli değildir. Ecrimisil, hak sahibi olmayan kötü niyetli zilyedin, ödemesi gereken kötü niyet tazminatı olduğuna göre, davalının, davacıya ecrimisil ödemeye mahkum edilebilmesi için haksız işgalinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde kanıtlanması gerekir. Mahkemece, hangi deliller esas alınmak suretiyle davalının haksız işgalinin sabit görüldüğü gerekçeli kararda açıklanmamıştır. Davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde, davalının haksız işgalinin ispatı için davacı kurum tarafından yapılan tespit raporu delil olarak gösterilmiştir. Davacının tek taraflı olarak düzenlediği tespit raporu, davalı tarafından kabul edilmedikçe aleyhine delil niteliği taşımaz. Davacının, dava konusu yerde davalının haksız işgalini duraksamaya yer bırakmayacak şekilde kanıtlanması gerekir. Mahkemece bu hususta bir inceleme yapılmadan, lehe ve aleyhe deliller tartışılmadan, gerekçesiz hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
5.8.Kabule göre de, dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde davalının mirasbırakanı Ayşe İsmet Özmek’e ait ev bulunduğuna dair muhdesat bilgisi bulunmaktadır. Muhdesat aidiyetine ilişkin bilginin tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmiş olması ve dava tarihine kadar da iptal edilmemiş olması nedeniyle muhdesatın kullanımı haklı sebebe dayalı olup bu kullanımdan dolayı ecrimisile hükmedilemez. Ancak muhdesatın işgal ettiği zemine ilişkin alan kullanılmakta ise, sadece bu yönüyle ecrimisil hesaplattırılması gerekmektedir. 11.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda, dairenin getireceği ecrimisil miktarı ile mahkemece hükme esas alınan 05.12.2019 havale tarihli ek bilirkişi raporunda arsanın getireceği ecrimisil miktarı birebir aynı değerde tespit edilmiştir. Bu haliyle bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmaktadır. Ayrıca her iki raporda da somut veriye, emsal karşılaştırmasına yer verilmemiştir. Çelişki giderilmeden, işgale konu alanın yüzölçümü belirlenmeden ve somut veriye dayanan bilirkişi raporu temin edilmeden karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Açıklanan ilkeler gözetilmeksizin karar verilmiş olması nedeni ile kararın bozulmasına ve bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.