Esas No: 2021/3254
Karar No: 2022/2335
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/3254 Esas 2022/2335 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/3254 E. , 2022/2335 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
...
...
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/11/2017 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 24/01/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, mülkiyeti ...,... ada 1 parsel ve 1748 ada 1 parsel sayılı taşınmazları, müvekkilinin 27.08.2017 tarihli harici satış sözleşmesi ile satın aldığını, sözleşmeye istinaden müvekkilinin davalı tarafa 150.000 Amerikan Doları ve 50.000 Euro ödediğini, ...'in kanser hastalığının tedavisi nedeniyle acil paraya ihtiyaçları olduğunu gerekçe göstererek tescil için ileri tarih belirlediklerini, ayrıca İstanbul'a tedaviye gidileceğinin, dönüldükten hemen sonra tapuda devrin yapılacağının söylendiğini, ...'in 17.10.2017 günü vefat ettiğini ve taşınmazların devrinin yapılmadığını belirterek davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına kayıt ve tesciline, bunun mümkün olmaması halinde davalı tarafa ödenen 150.000 Amerikan Doları ve 50.000 Euro'nun dava tarihindeki kur üzerinden Türk Lirası karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin eşi ...'in kanser hastalığı sebebiyle 17.10.2017 tarihinde vefat ettiğini, dava konusu taşınmazlar ile bir adet aracın müvekkiline ve müşterek çocuklarına miras olarak kaldığını, vekaletname ile işlem yapan ...'in ...'in babası olduğunu, ...'in ...'e ait taşınmazları ablasının oğlu olan ...'a vekaleten sattığını gösteren uydurma bir sözleşme düzenlediğini, sözleşmenin tarih kısmına da ...'in vefatından önceki bir tarih yazdığını ve bu sözleşme ile dava açıldığını, ...'in tedavisiyle alakalı tüm tedavi giderlerinin 39.954,00 TL olup müvekkilinin eşinin tedavi sırasında herhangi bir maddi sıkıntısının olmadığını ve masraflarını kendisinin karşılamaya muktedir olduğunu, tapulu taşınmazların devrinin ancak tapu dairesinde yapılabileceğini, bunun dışındaki işlemlerin geçersiz olduğunu, dava dilekçesinde paranın müvekkiline ödendiği iddia edilmiş ise de bu durumun tamamen gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, gayrimenkul mülkiyetinin devrine ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle geçersiz olduğundan bahisle tapu iptal tescil talebinin reddine, davacı tarafça tapu iptal ve tescil talebinin kabul edilmemesi halinde bedele hükmedilmesi talebinin ise; davacı tarafından herhangi bir satış bedeli ödenmediği kanaati ile reddine karar verilmiştir.
Hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, istinaf dilekçesinde özetle; Nizip 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/987 Esas 2019/36 sayılı Karar ilamının kaldırılması ve talepleri doğrultusunda karar verilmesi istenmiştir.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinin 08.04.2021 tarih, 2021/3254 Esas, 2022/2335 sayılı Kararıyla, Nizip 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/987 Esas 2019/36 Karar sayılı ve 24/01/2019 tarihli hükmüne yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, harici satış sözleşmesi nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; davacının tapu iptal tescil davasına dayanak olarak gösterdiği harici satış sözleşmesi, kayıt maliki görünen ...'e vekaleten babası olan davalı ... ile davacı arasında imzalanmıştır. Her ne kadar tapulu bir taşınmazın harici satış sözleşmesi ile satışı geçerli değilse de; geçersiz sözleşmenin varlığı halinde taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri alabileceğinden, davacının tazminat talebi değerlendirilmelidir. Bu değerlendirme ile birlikte vekil sıfatıyla adi yazılı sözleşme imzalanıp imzalanamayacağı hususu da irdelenmelidir.
Davalı ..., davacı ile davalı ... arasındaki dava konusu sözleşmeyi kabul etmemiş, tarafların muvazaalı olarak sözleşme tarihini kayıt maliki Menderes'in yaşadığı döneme denk getirmek suretiyle sonradan belirlediklerini iddia etmiştir.
İki kişinin resmi bir memur önünde düzenlenmeyen adi yazılı nitelikteki bir sözleşmeyi her zaman düzenleyebilecekleri dikkate alındığında, sözleşmenin kayıt maliki yaşarken ve kayıt malikinin verdiği vekaletname geçerliyken yapıldığı hususu net değildir. Ayrıca, davalı ...'e vekaletname ile doğrudan taşınmaz satışı yapabilme yetkisi verilmişken harici sözleşme ile geçersiz taşınmaz satışı yapması da hayatın olağan akışına uygun değildir.
Kaldı ki; müteveffa ... tarafından davalı ...'e verilen vekaletname içeriğinde her türlü adi yazılı sözleşme yapabilmeye ilişkin bir yetki de verilmemiştir. Davalı ..., kendisine yetki verilmeyen bir konuda ve usulde sözleşme imzalamış olup, bu sözleşme kesin olarak hükümsüzdür.
Bu durumda, temsil olunan ve temsilci, hukuki işlem ile bağlı değillerse de yetkisiz temsil ile işlem yapan temsilcinin üçüncü kişinin zararını karşılamak ile yükümlü olduğu açıktır. (HGK'nın 22.09.2010 tarih ve 2010/13-414 E., 2010/412 K.).
O halde; yetkisiz temsil ile yapılan işlem nedeniyle, temsil olunan ve mirasçıları sorumlu olmazken, sözleşmeyi yapan davalı ...'in, davacıya karşı sorumlu olacağı anlaşıldığından, mahkemece tüm davalılar yönünden tazminat talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, karardan bir örneğin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 28.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.