Esas No: 2021/4199
Karar No: 2022/2333
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4199 Esas 2022/2333 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/4199 E. , 2022/2333 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ... vd.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.06.2012 gününde verilen dilekçe ile muhdesatın aidiyetinin tespiti, 27.06.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile Türk Medeni Kanununun 724. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.02.2020 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasına konu, 117 ada 53 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 5 katlı binanın müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, 27.06.2014 havale tarihli ıslah dilekçesi ile binanın değerinin arsa değerinden fazla olduğunu belirterek, Türk Medeni Kanununun 724. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın davacı tarafından yapıldığını kabul ettiklerini belirterek aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedilmemesini dile getirmişler, davacının davasını tam ıslah ile Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil davasına dönüştürmesi talebine karşı, davalılar ... ve ..., davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; " binanın davacı tarafından yapıldığına dair taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davacının binanın yapımı sırasında iyi niyetli olduğu, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğu" gerekçeleriyle davanın kabulü ile dava konusu 117 ada 153 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2016/11084 Esas, 2017/13599 Karar sayılı ilamı ile "...mahkemece, her ne kadar davacının iyiniyetli olduğu, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bilirkişi raporunda davaya konu binanın bulunduğu kısmın imar mevzuatı açısından ifrazının mümkün olup olmadığı araştırılamamıştır. Temliken tescil istenen bölümünün ifrazının mümkün olup olmadığının belirlenmesi, belediye sınırları içindeki taşınmazlarda belediye encümeninin, imar sınırları dışındaki taşınmazlarda ise il özel idaresinin görevi içerisindedir. Dolayısıyla, taşınmazın ifrazında bulunduğu yere göre yetkili kurum tespit edilerek ve fen bilirkişisi rapor ekinde yer alan kroki gönderilerek ifrazının olanaklı olup olmadığı ilgili merciden sorularak belirlenmesi, bu konuda fen bilirkişisine infaza elverişli rapor düzenlettirilmesi, az yukarıda açıklanan tapu iptali ve tescil kararı verilebilmesi için gerçekleşmesi istenen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi ve ondan sonra oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gereklidir..." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemece; davacının temliken tescil davasının kabulü ile, ... mevkiinde kain 117 ada 153 parsel sayılı taşınmazın mevcut tapu kaydının iptali ile, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunulabilmesi için, malzeme sahibinin iyiniyetli olması, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesi gerekir. Sayılan bu üç koşulun yanı sıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise, iptal ve tescile karar verebilmek için ayrıca bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gerekir.
Somut olaya gelince; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2016/11084 Esas, 2017/13599 Karar sayılı ilamında, taşınmazın paydaşlar arasında fiilen taksim edilerek kullanıldığı ve davacının kendisine ayrılan bölüme bina yaptığı belirtilerek, davacının yapıyı yaparken iyi niyetli olduğu açıklanmışsa da; davacının iyiniyeti, kendisine ayrılan bölüm bakımından kabul edilmiştir. Bu bölümün 117 ada 53 sayılı parselden ifrazı mümkün olmadıkça, Türk Medeni Kanununun 724. maddesi gereğince temliken tescil kararı verilebilmesi için gerekli koşulların tamamının gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği açık olduğundan ifraz hususunda araştırma yapılması gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan araştırma sonucunda; taşınmazın kamuya ait yola cephesi bulunmadığından ifrazının mümkün olmadığı bilgisine ulaşıldığı halde, davalıların zararına olacak şekilde, ifrazı mümkün olmayan taşınmazın tamamı hakkında temliken tescil şartlarının oluştuğu varsayımı ile tapu iptal ve tescil hükmü kurulması isabetli olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın temyiz edene iadesine, 28.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.