Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/7614 Esas 2012/1895 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7614
Karar No: 2012/1895
Karar Tarihi: 26.03.2012

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/7614 Esas 2012/1895 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2011/7614 E.  ,  2012/1895 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı mirasçıları vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava BK"nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan munzam zarar alacak istemine ilişkindir. Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın kısmen kabulü ile 7.695,86 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı mirasçıları vekilince temyiz edilmiştir.
    Borçlar Yasası"nın 105. maddesi uyarınca alacaklının uğradığı zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu takdirde borçlu kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini kanıtlamadıkça bu zararı ödemekle mükelleftir. Yasa koyucu para borcunun geç ödenmesi halinde bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsenmiştir. Bu zararın karşılanması iki bölümde düşünülmüştür. Birinci bölüm kanıtlanmadan ödenmesi talep edilecek zarar miktarıdır ki bu temerrüt faizidir. Diğer bir deyişle temerrüt faizi miktarınca alacaklının zarara uğradığı yasal bir karine olarak kabul edilmiştir. Bunun dışında davacının herhangi bir karineden istifade etme olanağı yasal olarak mevcut değildir. Dava konusu somut olaydaki ana fikir, ana düşünce temerrüt faizini aşan bir zararın mevcut olup olmadığıdır. Ne var ki davacı bu yöndeki iddiasını ispat edememiştir.
    Yüksek enflasyon dolar kurundaki artış serbest piyasadaki faiz oranlarının yüksek oluşu davacıyı kanıt yükünden kurtaramaz. Zira davacı para alacağını zamanında alması halinde ne şekilde kullanacağını kanıtlayamamıştır. Ayrıca alacaklı uğradığı zararı kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu kanıtlamak zorundadır. Soyut enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez, burada davacının ispat etmesi gereken
    husus enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olgular değil, kendisinin şahsen ve somut olarak geri ödemeden dolayı zarar gördüğü hususudur. Örneğin alacağını zamanında tahsil edememekten ötürü başkasına olan borcunu ödemek için daha yüksek oranda faizle borç aldığını alacaklı olduğu parayı zamanında alsa idi yabancı para ile ödemek durumunda olduğu borcunu geçen süre içerisinde gerçekleşen bu fark sebebiyle daha yüksek kurdan ödemek zorunda kaldığını kanıtlamak durumundadır. Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü üzere ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle paranın döviz karşısında hızlı değer kaybı, yüksek enflasyon gibi genel afaki ve doğrudan davacının zararını ifade etmeyen genel ekonomik konjonktürel olgular BK"nın 105. maddesinde sözü edilen munzam zararın varlığını ifade etmez.
    Açıklanan olgular gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı mirasçıları yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı mirasçılarına geri verilmesine, 26.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara