Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/498 Esas 2012/1792 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/498
Karar No: 2012/1792
Karar Tarihi: 22.03.2012

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/498 Esas 2012/1792 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için davalıya dava açmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı tarafın temyiz itirazları üzerine Yargıtay, davanın reddedilmesi gerektiği ve kararın bozulması gerektiği sonucuna varmıştır.
Kararda belirtilen kanun maddesi BK'nın 101. maddesi olup, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacaklının yöntemine uygun ihtar ile borçluyu temerrüde düşürmüş ya da alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması gerektiği belirtilmiştir.
15. Hukuk Dairesi         2011/498 E.  ,  2012/1792 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacaklının yöntemine uygun ihtar ile borçluyu temerrüde düşürmüş ya da alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması gerekir (BK’nın 101. maddesi). Somut olayda davadan önce temerrüt ihtarı bulunmadığı gibi asıl alacağın dayanağı olan ve hafriyat hesabının yapıldığı tarafların imzasını taşıyan 02.05.2006 tarihli tutanakta toplam borç miktarı saptanmış, bunun ödeneceği zamana ilişkin bir vade kararlaştırılmamıştır. Bu durumda davalı dava tarihi itibariyle temerrüde düşmüş olacağından davacının işlemiş faiz isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu bu talebin kısmen kabulü doğru olmamıştır.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde ödeme savunmasında bulunarak dilekçenin subut sebepleri başlıklı bölümünde ödemelere ilişkin makbuz örneklerini delil olarak göstermiş ise de cevap dilekçesine bu makbuzlar ekli olmadığı gibi mahkemece verilen kesin süreye rağmen ve hatta temyiz aşamasında dahi ödeme makbuzları dosyaya sunulmadığından miktara göre bu savunmasını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Ancak yine cevap dilekçesi ve delil listesinde “her türlü yasal deliller” denilmek suretiyle yemin deliline de dayanmıştır. Bu halde mahkemece davalıya ödeme savunması ile ilgili davacıya yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi yerine bu husus gözden kaçırılarak eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
    Belirtilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 22.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara