Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4097 Esas 2022/2626 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4097
Karar No: 2022/2626
Karar Tarihi: 07.04.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4097 Esas 2022/2626 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/4097 E.  ,  2022/2626 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.05.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.12.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    KARAR
    Davacı vekili, imar-ihya, miras yoluyla intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayalı olarak idari yoldan Hazine adına tescil edilen 218 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar ile 218 adada park yeri ve imar yolu olarak belirlenen yerin tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu ve özel mülkiyete konu olamayacağını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece ilk olarak davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.05.2017 tarihli, 2016/7352 Esas, 2017/7141 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, dava konusu edilen Antalya ili, Serik ilçesi, Gebiz Mahallesinde bulunan harita bilirkişisi tarafından düzenlenen 12.11.2020 tarihli bilirkişi raporu ekinde yer alan krokide "A" harfi ile gösterilen 5607,53 metrekarelik, 218 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6 parsel sayılı taşınmazlar, imar yolu ve park yerinin davalı Hazine adına tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16.05.2017 tarihli, 2016/7352 Esas, 2017/7141 Karar sayılı ilamında; “ … ..O halde mahkemece yapılacak iş; öncelikle dava konusu yerler ile çevresindeki ve komşu parselleri gösterir birleşik paftanın Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, tescil ve tapu iptali ile tescile konu yapılan 18 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar ve 218 adada park yeri ile birleşik pafta üzerinde mahkemece tespit edilecek diğer komşu parsellerin kadastro tutanak ve ekleriyle kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, dava konusu ve krokide A harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü bakımından idari yoldan Hazine adına tapunun oluştuğu 14.3.2012 tarihinden geriye doğru (park yeri olarak gösterilen kısım yönünden dava açıldığı tarihten geriye doğru) en az 20 yıl öncesine ait iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları bulundukları yerlerden getirtilerek dosyaya eklenmesi, ondan sonra uzman bilirkişi jeodezi ve fotogrametri mühendisi teknik bilirkişi ve daha önce götürülmeyen uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla hava fotoğraflar ile birlikte komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının zemine uygulanması, komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri hususu üzerinde durulması, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı, kültür arazisi haline getirilip getirilmediği veya hangi durumda bulundukları hususlarının saptanması, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, taşınmazın gerçek niteliğinin belirlenmesine çalışılması, yerel bilirkişi ve tanıkların 6100 sayılı HMK'nın 243 ve 244. (1086 sayılı HUMK'un m. 258) maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle aynı kanunun 259. maddesi (1086 sayılı HUMK. m. 259) gereğince keşif yerinde dinlenilmeleri, dava konusu taşınmaz bölümlerinin davacı tarafından hangi tarihte imar ve ihyaya başladığı, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdüğü ve ne biçimde emek ve para sarf ettiği olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde bu aykırılığın yüzleştirilerek giderilmesi, mahkemenin keşifte yaptığı gözlemde değinildiği hususlarda gözönünde bulundurularak dava konusu yapılan taşınmaz kısımlarının hakim vasfının taşlık, kayalık mı, yoksa tarım arazisi mi olduğu konusu üzerinde durulması, uzman bilirkişiden bu konuda görüşünün istenmesi, toprak kalınlığının kaç (cm) olduğunun saptanması, tüm bu konularda uzman bilirkişilerden Yargıtay'ın ve tarafların denetimine açık gerekçeli ve karşılaştırmalı rapor alınması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir…” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Dava konusu yerle ilgili imar ve ihyanın nasıl yapıldığı araştırılmamıştır. 29.03.2018 ve 05.07.2018 tarihli celselerde dava konusu taşınmazlara komşu olduğu bildirilen parsellerin kadastro tutanaklarının, kadastro sırasında revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının ve tapu kayıtlarının tüm geldileri ve gittileri ile birlikte gönderilmesinin istenilmesine dair ara karar verilmesine rağmen anılan belgeler getirtilmeden hüküm kurulmuştur. Dava konusu yerin sağında bulunan mera parseliyle arasında ayırıcı bir sınır olup olmadığı tespit edilmemiş, TMK'nın 713/4. maddesi gereğince ilan yapılmamış, dava konusu edilen 218 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan üç afet eviyle ilgili tahsis kararları ve kullanıcı durumları araştırılmamıştır.
    O halde mahkemece, dava konusu taşınmazlara komşu olduğu bildirilen parsellerin kadastro tutanaklarının, kadastro sırasında revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının ve tapu kayıtlarının tüm geldileri ve gittileri ile birlikte ilgili yerlerden getirtilmelidir. Dava konusu edilen 218 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarda bulunan üç afet eviyle ilgili tahsis kararları ve kullanıcı durumları araştırılmalıdır. Sonrasında uzman bilirkişi jeodezi ve fotogrametri mühendisi teknik bilirkişi ve uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla hava fotoğrafları ile birlikte komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının zemine uygulanmalı, komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri hususu üzerinde durulmalı, dava konusu yerin sağında bulunan mera parseliyle arasında ayırıcı bir sınır olup olmadığı tespit edilmeli, hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı, kültür arazisi haline getirilip getirilmediği veya hangi durumda bulundukları hususlarının saptanmalı, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulmalı, taşınmazın gerçek niteliğinin belirlenmesine çalışılmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıklar 6100 sayılı HMK'nın 243 ve 244. (1086 sayılı HUMK'un m. 258) maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmalı, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle aynı Kanunun 259. maddesi (1086 sayılı HUMK. m. 259) gereğince keşif yerinde dinlenilmeli, dava konusu taşınmaz bölümlerinin davacı tarafından hangi tarihte imar ve ihyaya başladığı, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdüğü ve ne biçimde emek ve para sarf ettiği olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde bu aykırılığın yüzleştirilerek giderilmelidir. Mahkemenin keşifte yaptığı gözlemde değinildiği hususlarda göz önünde bulundurularak dava konusu yapılan taşınmaz kısımlarının hakim vasfının taşlık, kayalık mı, yoksa tarım arazisi mi olduğu konusu üzerinde durulmalı, uzman bilirkişiden bu konuda görüşünün istenilmeli, toprak kalınlığının kaç (cm) olduğunun saptanmalıdır. Tüm bu konularda uzman bilirkişilerden Yargıtay'ın ve tarafların denetimine açık gerekçeli ve karşılaştırmalı rapor alınmalı, TMK'nın 713/4. maddesi gereğince ilan yapılmalı, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Kabule göre, imar planında yol ve park yeri olarak bırakılan yerler hakkında tescil hükmü kurulması da doğru değildir.
    Mahkemece belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazların kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara