Esas No: 2021/4387
Karar No: 2022/2692
Karar Tarihi: 11.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4387 Esas 2022/2692 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/4387 E. , 2022/2692 K.Özet:
Mahkeme, tapu iptali ve tescil davasından dolayı verilen hükmü incelerken Tebligat Kanunu'nda gerçek kişilere yapılacak tebligatta değişiklik olduğunu belirtiyor. Adres kayıt sistemiyle doğrudan tebligat yapılamayacağı, öncelikle bilinen son adrese normal tebligat yapılması gerektiği belirtiliyor. Muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle doğrudan tebligat yapılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından Anayasanın \"Hak arama hürriyeti\" kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun diğer hükümlerine aykırı olacağı ifade ediliyor. 35. maddede tebligat yapılabilmesi için öncelikle mahkemece, aynı adrese usulüne uygun olarak en azından bir kere tebliğ yapılabilmiş olması gerektiği, muhatabın adres kayıt sisteminde herhangi bir adresinin de bulunmaması gerektiği belirtiliyor. Özetle, eksik tebligat yapıldığı belirtilen davada, Tebligat Kanunu'nun hükümlerine uygun şekilde tebligat yapılması gerektiği vurgulanıyor. Kanunun 10/2, 20, 21/2 maddeleri ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 16/2 ve 29. maddeleri de kararda detaylı olarak açıklanıyor.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
I-7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
a)Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligatın, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması gerekir. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
b)Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
II- Tebligat Kanununun 35. maddesinin;
Birinci ve ikinci fıkralarında, gerçek kişilerle ilgili olarak, muhatabın kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmasından sonra, eğer bu kişi adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu; adresini değiştiren kişinin yeni adres bildirmemesi ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için öncelikle mahkemece, aynı adrese usulüne uygun olarak en azından bir kere tebliğ yapılabilmiş olması gerekir. Bu şarta ilave olarak muhatabın adres kayıt sisteminde herhangi bir adresinin de bulunmaması gerekir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
1-Dahili davacılar; ..., ... ve ...'a çıkartılan gerekçeli karar tebligatları, mercie iade edildiği halde, Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, evraka yazılı adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek Kanunun 21/2. maddesine göre tebliğ yapılması gerekirken iade gelen evrakların işlemsiz bırakılmıştır.
2-Davalı Yusuf Varkos mirasçılarına gerekçeli karar tebliği yapıldığına ilişkin dosya arasında herhangi bir evraka rastlanılamadığından, bu kişilere tebligat yapılmışsa parçalarının eklenmesi, yapılmamışsa yukarıda açıklanan usullere uygun şekilde gerekçeli karar tebligatlarının sağlanması ve yasal temyiz süresi kadar beklenilmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten ve adı geçen davalılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli karar tebliğleri sağlandıktan ve yasal temyiz süresi kadar beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 11.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.