Esas No: 2021/7651
Karar No: 2022/3285
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7651 Esas 2022/3285 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/7651 E. , 2022/3285 K.Özet:
Davalılar tarafından yapılan imar uygulamasının iptal edilmesi nedeniyle taşınmazın kadastral parseli üzerinde oluşan imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüş, bu nedenle davacının tapu iptali ve tescil talebi reddedilmiştir. Ancak, davanın açıldığı tarihte davacının haklı olduğu belirtilerek vekalet ücreti davacıya verilmek üzere davalılardan tahsil edilmeye karar verilmiştir. HUMK'nun 438/7 maddesi gereği karar düzeltilerek onanmıştır. Kanun maddeleri: TMK'nın 1025. maddesi, 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28/10/2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24/06/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, 1470 (3021) parsel sayılı taşınmazın, 171,68 m2'lik kısmının devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve Hazine adına ihdası gereken yerlerden olduğu halde Adana Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilip, adı geçen belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, anılan 171,68 m2'lik kısım üzerine de 4720 ada 3 sayılı imar parselinin oluşturulduğunu; ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede Seyhan Belediyesince yapılmış olan 37 No'lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; 4720 ada 3 sayılı imar parselinin 171,68 m2'lik binmeli alana isabet eden kısmının tapusunun iptali ve Hazine adına tesciliyle tapu kayıtlarının eski hale iadesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen ilk kararın temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 27/11/2017 tarihli ve 2015/5984 Esas - 2017/8849 Karar sayılı ilamıyla "....mahkemece, dava konusu alanın hangi tarihte belediye veya mücavir saha içerisinde alındığının belirlenmesi; çekişmeli yere ilişkin kadastral pafta, 1470 parsel ve 213 sayılı kadastral parsellerin krokileri ile 1 ve 2. imar uygulamaları sonucu bu alana ilişkin imar krokileri (varsa çakıştırılmış kroki) ile tedavüllü tapu kayıtları ve dayanak belgeleri getirtilerek davaya konu taşınmazın şuyulandırma işlemleri öncesi ve sonrası niteliklerinin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi, 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka bir ifadeyle, çekişmeli taşınmazın belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığının saptanması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması ve kabule göre, tazminat isteği bulunmamasına rağmen bu hususta da karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir." denilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, ikinci hükümde davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi vekili ile Çukurova Belediyesi vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 02.02.2021 tarihli ve 2020/2934 Esas- 2021/513 Karar sayılı ilamıyla; ''...dava konusu uyuşmazlık, eklenen bu hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.'' denilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu taşınmaz davalı Seyhan Belediyesi ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Her ne kadar, mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı Seyhan Belediyesi ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, temyiz sebepleri de dikkate alınarak vekalet ücretinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesi sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki; anılan bu husus kararın bozulmasını gerektirmekte ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2) no'lu bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının;
Dördüncü, Beşinci ve Altıncı bentlerinin hükümden çıkarılarak yerine "Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 1.740,00TL vekalet ücretinin davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, 09.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.