Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2020/1213 Esas 2020/4988 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1213
Karar No: 2020/4988
Karar Tarihi: 12.03.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2020/1213 Esas 2020/4988 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2020/1213 E.  ,  2020/4988 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVALILAR : 1- ... ADINA VEKİLİ AVUKAT ...
    2- ... ADINA VEKİLİ AVUKAT ...
    3- TEMEL YAPI ENDÜSTRİYEL TEM. İNŞ. SAĞ. GIDA HİZ. SİS. SAN. VE TİC. LTD.ŞTİ ADINA VEKİLİ
    AVUKAT ...
    4- İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ADINA VEKİLİ
    AVUKAT ...
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalılardan ... ve İçişleri Bakanlığı vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 2010 yılı Temmuz ayından itibaren Muğla İl Özel İdaresi asıl işverenliğinde alt işveren şirket yanında temizlik işçisi olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın işverence feshedildiği 30/03/2014 tarihine kadar çalıştığını beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarını tahsilini talep etmiştir.
    Davalıların Cevaplarının Özeti:
    Davalı ... Belediyesi vekili, 6360 sayılı Kanun gereğince İl Özel İdaresi personelinin ilgili kurum ve kuruluşlara paylaştırıldığını, ilçe belediyeleri, Büyükşehir Belediyesi ve ... Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığına devredildiğini, İl Özel İdaresi ile ... arasında doğrudan hak ve borçlarının devrinin söz konusu olmadığını, davacının Büyükşehir Belediyesine devredilen personel arasında bulunmadığını, borcun da devredilmediğini, hizmet akdinin İl Özel İdaresi ile taşeron şirket arasında temizlik hizmeti alımına ilişkin olması nedeniyle devir kapsamına girmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Temel Yapı Endüstriyel Tic. Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin davalı İl Özel İdaresinin açtığı ihaleyi alarak 01.02.2013 tarihinden itibaren temizlik işini yürüttüğünü, davacının da 01.02.2013-30.03.2014 tarihleri arasında müvekkili şirketin aldığı ihale kapsamında temizlik işçisi olarak çalıştığını, davacı tarafın iş sözleşmesinin Kurumun kapanması nedeniyle sona erdiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Muğla Valiliği vekili, ... Valiliğinin ... İl Özel İdaresinin halefi olmadığını, tüzel kişiliği ortadan kalkan özel idareyi ... Valiliğinin temsil etmediğini, ... İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin 30.03.2014 tarihi itibariyle ortadan kalkması ile tüm mallarının ve borçlarının devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı İçişleri Bakanlığı vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, tüzel kişiliği kaldirılan il özel idaresinin borçlarından ... Büyükşehir Belediyesinin sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesinde karar, tüzel kişiliği kaldırılan il özel idaresinin borçlarının devredildiği kurumun araştırılması, ihbar tazminatına dava ve ıslah tarihinden faiz yürütülmesi, dava konusu alacaklar hakkında brüt ücret üzerinden karar verilmesi, yıllık ücretli izin alacağına taleple sınırlı olarak hükmedilmesi yönlerinden bozulmuş; anılan bozma ilamına uyulmakla yapılan araştırma sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içinde davacı, davalı ... Belediyesi ve davalı İçişleri Bakanlığı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince de, sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 esas, 2006/521 sayılı kararı).
    Somut olayda, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde bozma ilamında belirtilen, ihbar tazminatına dava ve ıslah tarihinden faiz yürütülmesi, dava konusu alacaklar hakkında brüt ücret üzerinden karar verilmesi, yıllık ücretli izin alacağına taleple sınırlı olarak hükmedilmesi gerektiği hususları değerlendirilmeden, işaret edilen bozma gerekleri yerine getirilmeyerek karar verildiği anlaşılmıştır. Hal böyle iken mahkemece, bozmaya uyulmakla gerçekleşen usuli kazanılmış hak nazara alınarak, hükmüne uyulan bozma gereklerinin yerine getirilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

    3-Öte yandan bozma sonrası yapılan araştırma sonucu dava konusu alacaklardan İçişleri Bakanlığının sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmasa da Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi hükmü uyarınca Muğla Büyükşehir Belediyesinin davanın tarafı olmaktan çıkarılmasına karar verilerek dava açılmasına sebebiyet vermediği hususu da gözetilerek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
    4-Ayrıca karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 maddesi hükmü uyarınca davacı aleyhine hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen alacak miktarını geçemeyeceği gözetilmeksizin davalı İçişleri Bakanlığı ile davalı Temel Yapı Endüstriyel Tic. Ltd. Şti. lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli olmamıştır.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı ile davalı ..."na iadesine, 12/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara