Esas No: 2020/1127
Karar No: 2021/5098
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/1127 Esas 2021/5098 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar ..., 2015/436 esas sayılı asıl davada; mirasbırakan babaları...ın maliki olduğu 222 ada 14 sayılı parseldeki 1 no’lu bağımsız bölümünü davalı ...’ya, 212 sayılı parseldeki 4/5 payı ile 2071 parsel sayılı taşınmazı ara malik ...’e satış göstererek devrettiğini, davalı ...’nın 1 no’lu bağımsız bölümü üçüncü kişi ...e sattığını, ara malik...’in de 212 sayılı parseldeki 2/5 pay ile 2071 sayılı parseli davalı ...’ya devrettiğini, yapılan tüm devirlerin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, 1 no’lu bağımsız bölüm yönünden miras paylarına isabet eden bedelin tahsilini, diğer taşınmazlar yönünden ise tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişler, birleştirilen davaya yönelik; halaları tarafında açılan bu davanın eldeki davayı doğrudan etkilediğini, kök mirasbırakan dedeleri ...’dan kalan mallar için rıza-i taksim yapıldığını, dava konusu 2071 sayılı parselin babaları ...’a yapılan devrinde muvazaa bulunmadığını bildirip, birleştirilen davanın reddini savunmuşlar, aşamada ara malikler... ve ...’in davaya dahil edilmesini istemişlerdi.
Davacılar ..., 2015/657 esas sayılı birleştirilen davada; mirasbırakan babaları ...’ın maliki olduğu 2071 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olarak oğlu...’a (davalının babası) satış yoluyla devrettiğini, anılan taşınmazın ara malikler kullanılarak en sonunda davalı torun ...’a geçtiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında tüm mirasçılar adına tescilini istemişler, 07/01/2017 tarihli celsede miras payları oranında adlarına tescil talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
Davalı ..., asıl ve birleştirilen davaya yönelik; yapılan tüm işlemlerin gerçek olduğunu, muvazaa ile ilgisinin bulunmadığını bildirip, davaların reddini savunmuştur.
Dahili davalı ..., 2071 sayılı parseli 28 yıl önce para karşılığı...’dan satın aldığını, aynı şekilde para karşılığı da geri ...’a sattığını beyan etmiştir.
Dahili davalı ..., davaya dahil edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, iptal-tescil istemli eldeki davanın kayıt maliki ... ile ilgili olduğunu bildirip, hakkındaki davanın reddini savunmuştur.
Yargılama sırasında asıl ve birleştirilen davaların konusu olan 2071 parsel sayılı taşınmaz yönünden ortaya çıkan uyuşmazlığın öncelikle çözümlenmesi gerektiğinden bahisle,
2015/436 esas sayılı dosyadan daha önce birleştirilen 2015/657 esas sayılı dosyanın tefriki ile eldeki dava dosyasına ( 2018/770 E ) kaydının yapıldığı görülmüştür.
Mahkemece, mirasbırakan ... tarafından yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından işin esasının ve dahili davalılar tarafından fer’iler yönünden hükmün istinafı üzerine, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu, ne var ki vekalet ücretine esas alınan taşınmaz bedelinde hata yapıldığı gibi davaya dahil edilenlerin taraf sıfatları bulunmadığından aleyhlerine hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin işin esasına yönelik istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik ve dahili davalıların istinaf başvurularının kabulüne, 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.2 maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne, dahili davalılara yönelik karar verilmesine yer olmadığına ve hükmün fer’ilerinden davalının sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 05.10.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vd. vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen feri müdahil ... vekili Avukat ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı ..."ın yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilenler vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 51.625,30-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 05/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
(Muhalif)
-KARŞI OY-
Dava, muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir.
Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan ihtilaf, davalı ...’a muris tarafından verilen dava konusu taşınmaz bakımından davacıların rızalarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kök muris ...’nın 1989 yılında ölümünden sonra mirasçılar bir araya gelerek 1992 yılında taksim sözleşmesi yapmışlar ve bu sözleşme ile muristen kalan taşınmazlardan 729 sayılı parseli ...ye, 2081 parseli Murisin kızları ... bırakmışlar, kalan parselleri de davalı ... da dahil olmak üzere eşit olarak paylaşmışlardır.
Bu taksimden anlaşılacağı üzere, davalı ...’ın dava konusu parseline karşılık diğer mirasçılara iki ayrı taşınmaz verilmiş, kalan taşınmazlar paylaşılmıştır. Davalı dışındaki mirasçılara 729 ve 2081 sayılı parsellerin ayrıca verilmesinin başkaca bir sebebi olduğu davacılar tarafından ileri sürülmemiştir. Davacıların, davalı ...’a muris tarafından verilen dava konusu taşınmazın,... miras payına mahsuben verildiğini kabul etmemeleri halinde, ...nın’da muristen kalan taşınmazlardan iki ayrı taşınmazın davacılara ayrıca verilmesini ve kalan taşınmazların da tüm mirasçılar arasında eşit olarak paylaştırılmasını kabul etmesi hayatın olağan akışına uygun düşmeyecektir.
Davacıların, davaya konu taşınmazın karşılığında mirastan ayrıca pay almalarına rağmen davalı aleyhine tekrar muris muvazaası hukuki sebebine dayalı olarak dava açmaları Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacaktır.
Hal böyle olunca, açıklanan bu gerekçelerle davanın kabulü yönünde verilen kararın bozulması gerekirken onanması yönündeki sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.