Esas No: 2021/6093
Karar No: 2022/3738
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6093 Esas 2022/3738 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/6093 E. , 2022/3738 K.Özet:
Davacı köy tüzel kişiliği, bazı parsellerin kendilerine devredilip tescil edildiğini fark etmiş, ancak bir parselin kamu ortak malı olarak gösterildiğini tespit etmiş ve bu durumun açıklığa kavuşturulması için mülkiyet kayıtlarının talep edilmiştir. Alınan cevapta, bazı parsellere rastlanılmadığı belirtilmiştir. Davalılar Hazine ve Ankara Valiliği ise taşınmazların mera vasfında olduğunu ve bu nedenle özel mülkiyete tabi olmadığını, tapuya tescil edilemediğini ve kamulaştırılmasının mümkün olmadığını savunmuştur. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Ancak davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan ve tapu kayıtları ifraz edilmiş olduğundan kararın bozulması gerektiği karara bağlanmıştır. Davanın reddi kararına karşı olan davacı vekilinin temyiz itirazları kabul edilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İlgili kanun maddeleri:
- 5126 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu'nun 2. maddesi: tüzel kişiliği kalkan köylerin mal varlıkları, hak, alacak ve borçları mahalle olarak katıldıkları belediyeye devredilir.
- 4342 sayılı Mera Kanunu: daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy veya belediye tüzel kişileri adına tahsislerinin yapılmasını, belirlenecek kurallara uygun bir şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin artırılmasını, kullanımların sürekli olarak denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde kullanım amacının değiştirilmesini sağlamak amacıyla çıkarılmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18/05/2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 02/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; 23.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5126 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun 2. maddesinin "tüzel kişiliği kalkan köylerin mal varlıkları, hak, alacak ve borçları mahalle olarak katıldıkları belediyeye devredilir" hükmü gereğince ... Köyü 1094, 1297, 1633 ve 1634 numaralı parsellerin müvekkili davacı adına devir ve tescil edildiğini, ... Köyü 1297 no'lu parselin sahibi hanesinde belediye ile beraber kamu orta malı ibaresenin de işlenmiş olduğunun tespit edilmesi üzerine, bu durumun açıklığa kavuşturulması için 15.07.2014 tarihli yazı ile bu parsellere ait mülkiyet kayıtlarının talep edildiğini, alınan cevapta 1094 numaralı parselin kapandığı belirtilerek kütük fotokopisi ile 1297 numaralı parsele ait kaydın gönderildiğini,1633 ve 1634 numaralı parsellere aktif ya da pasif olarak rastlanılmadığının belirtildiğini, ... ile Maliye Bakanlığı arasında imzalanan 12/01/2012 tarihli bir protokole istinaden dava konusu taşınmazların Maliye Hazinesine ait olduğu ve yapılan hatanın düzeltilmesinin istendiğini dava konusunu taşınmazların kamu malı statüsünde ve mera olarak bilinen devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadğını, kamu orta malı olan parsellerin özel mülkiyete tabi olmadığını, tapuya tescil edilemediğini ve kamulaştırılmasının mümkün olmadığını, köy tüzel kişiliği adına kayıtlı 1299 numaraları parselin Karayolları Genel Müdürlüğünce Ankara çevre otoyolunun geçirilmesi sırasında 1632, 1633, 1634 numaralı parseller olarak üç kısma ayrıldığını, 1632 numaralı parsel için köy tüzel kişiliğine kamulaştırma bedeli ödendiğini belirterek, dava konusu taşınmazlara ihtiyati tedbir ile geçici tescil şerhi konulmasını ve kamu orta malı olarak terkin edilmesine ilişkin yolsuz kaydın iptali ile davacı idare adına tescil edilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili 4342 sayılı Kanunun 4. maddesinde ve 3402 sayılı Kanunun 16/b maddesinde belirtildiği üzere mera, yaylak ve kışlakların kamunun yararlanmasına ayrılan ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kamu mallarından olduğunu, olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yolu ile kazanılmasının mümkün olmadığını, mera vasfındaki bir yerin özel mülkiyete konu olamayacağını, davacı tarafından ... Köyü Tüzel Kişiliğine tahsis yapıldığı ve köy tüzel kişiliğinin sona ermesi ile Çankaya Belediyesi adına tescilinin yapılması gerektiği iddiasının hukuka uygun olmadığını, taşınmazın tapu kaydının "kamu ortak malı olarak" terkin edilmesinin sebebinin Bakanlar Kurulu Kararı gereğince Ankara Valiliği İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nün Çankaya Tapu Sicil Müdürlüğü'ne yazdığı 18.07.2013 tarih ve 20527 sayılı yazılı Kararı olduğunu, bu kararın "usulde paralellik" ilkesi gereği iptal edilmeden terkin talebi ile tapu iptali ve tescil talebinin dinlenemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı Hazine vekili; 1998 yılında yürürlüğe giren 4342 sayılı Kanunun daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy veya belediye tüzel kişileri adına tahsislerinin yapılmasını, belirlenecek kurallara uygun bir şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin artırılmasını, kullanımların sürekli olarak denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde kullanım amacının değiştirilmesini sağlamak amacıyla çıkarıldığını, bu yasa ile mara, yaylak, kışlak alanlarının tahdit, tespit ve tahsis yetkisinin Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'na verildiğini, dava konusu taşınmazlar üzerinde Maliye Bakanlığı'nın yetki ve sorumlululğunun bulunmadığını, davanın Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na ihbar edilmesi gerektiğini belirterek, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı ... tarafından davalılar Hazine ve Ankara Valiliği aleyhine aynı parsel sayılı taşınmazlar hakkında Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/582 Esas sayısına kayıtlı dava açılmış olup, eldeki dava ile Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde belirtilen dava arasında hukuki ve fiili irtibatı bulunduğundan davalar birleştirilmek suretiyle her iki talep bakımından birbiri ile çelişik kararların çıkması önlenmelidir.
Bunun yanında süreç içerisinde tapu kayıtları tedavül görerek ifraz edilmiş, farklı parseller oluşmuştur. Tapu kayıtlarının tüm tadavülleri ve ifraz edilmiş olması halinde bunlara ait tapu kayıtlarının da celbi gerekmektedir.
Ayrıca, Ankara İl Mera Komisyonunun 26.06.2013 tarih ve 2013/12 sayılı Kararı ile 27.06.2014 tarih ve 2014/12 sayılı Kararı ve tüm ekleri pekiştirilmek suretiyle talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/05/2022 tarihnde oybirliği ile karar verildi.