Esas No: 2019/3500
Karar No: 2020/2855
Karar Tarihi: 29.06.2020
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/3500 Esas 2020/2855 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacılar, ayakta dik pozisyonlandırma cihazı bedeli olan 18.390.00. Euro"nun fiili ödeme tarihinde geçerli olan döviz satış kuru üzerinden Tük lirası karşılığının, dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa"nın 4/A maddesi uyarınca Devlet Bankalarınca Euro için açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R AR
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, Sağlık Bakanlığı ... Devlet Hastanesinin düzenlediği 21.11.2006 tarih 5705 sayılı Sağlık Kurulu raporundaki görüş uyarınca alınan”ayakta dik pozisyonlandırma cihazı (motorlu sürüş-motorlu kalkış)’nın bedeli olan 18.390.00 Euro’nun fiili ödeme tarihinde geçerli olan döviz satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/A maddesi uyarınca Devlet Bankalarınca Euro için açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsilini istemine ilişkindir.Mahkeme’ nin 12.02.2014 tarihli ‘Davanın kısmen kabulü ile, cihaz bedeli olarak 14.321,05 Euro"nun fatura bedelinin ödeme tarihi olan 01.11.2007 tarihinden yasal faiziyle davalıdan alınarak veraset ilamındaki hisseleri oranında davacı mirasçılara verilmesine,fazla istemin reddine, ‘ ilişkin kararı, davalı Kurum temyizi üzerine, Dairemizin 2014/7664E. Ve 2015/2149K. 10.02.2015 tarihli ilamı özetle ‘ Faturadaki cihazın gerçekten davacı tarafından kullanılıp kullanılmadığı araştırmak, cihazın raiç bedelini hakkında araştırma yapmak. Kabule görede; cihaz bedelinin Euro cinsinden ödenmesine ilişkin karar isabetsiz olmuştur. ’denilerek bozulmuş, bozma ilamına uyularak, Mahkemece istemin kısmen kabulü ile, cihaz bedeli olarak 26.687,49 TL" nin 01/11/2007 ödeme tarihinden yasal faiziyle davalıdan alınarak veraset ilamındaki hisseleri oranında davacı mirasçılara verilmesine, fazla istemin reddine, karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06/03/2002 tarih ve 1/119-135 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyulması ile Mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma yükümlüğü doğar. Bu ilke usul kanununun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtayın bozma kararına uymuş olan Mahkemenin, bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükmü tesis etme zorunluluğu vardır.
Diğer yönden aydınlatılması gereken diğer bir husus da usulü kazanılmış hak kavramıdır. Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"da (ayrıca mülga 1086 sayılı HUMK içeriğinde) “usulü kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrarı sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Usulü müktesep hak, anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usulü kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Kazanılmış haklar “Hukuk Devleti” kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasa"nın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usulü kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. Örneğin Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına 2018/6518 E. - 2019/4070 K.uyulmuş olmakla oluşan usulü kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
Usulü kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12/07/2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03/12/2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Zira usulü kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09/05/1960 T., 21/9; 04/02/1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)Somut olayda; Mahkemece 12/02/2014 tarihli karar ile cihaz bedeli olarak 14.321,05 Euro hüküm altına alınmışken, bozma ilamı sonrası aleyhe bozma yasağı ilkesine aykırı olarak 14.543,00 Euro’ nun Türk Lirası karşılığı olarak 26.687,49 TL’ nin hüküm altına alınması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Yapılacak iş; Mahkemece 12/02/2014 tarihli karar ile cihaz bedeli olarak 14.321,05 Euro"nun fatura bedeline ilişkin verilen karara karşı, davacı temyizi olmadığı, davalı Kurum lehine usuli müktesep hak oluşturduğu dikkate alınarak (bozma ilamının davalı yararına olduğu gözetilerek kazanılmış haklar göz ardı edilmeksizin) karar vermektir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacılara yükletilmesine, 29/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.