Esas No: 2022/1947
Karar No: 2022/3824
Karar Tarihi: 30.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1947 Esas 2022/3824 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1947 E. , 2022/3824 K.Özet:
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. 1067 parsel sayılı taşınmaz davalı belediyeler tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüştür. Davacı tarafından yapılan talep ise, idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiği gerekçesiyle reddedilmiştir. Davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, yargılama giderleri Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı belediyenin sorumluluğunda olmalıdır. Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı belediyenin sorumlu tutulması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- TMK’nın 1025. maddesi
- A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücreti
- HUMK'nun 438/7. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03/07/2008 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16/11/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, ... Köyü 1067 (95) No'lu kök kadastro parselinin, davalı ... Belediyesinin 37 No'lu düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması kapsamında kaldığını ve daha sonra da davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar düzenlemesine tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu, anılan imar uygulamalarından önce Hazine adına kayıtlı 1067 (95) sayılı kök parselin kadastro sınırları içerisinde şuyulandırmalar sonucunda 5339 ada 1 sayılı imar parselinin meydana getirildiğini, ancak gerek Seyhan Belediyesince yapılan 37 No'lu imar düzenlemesinin ve gerekse aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek 1067 (95) sayılı parsele ihyasına, tapu iptali ve Hazine adına tescili, olmadığı takdirde tazminat isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar bakımından davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20.12.2012 tarih, 2012/3276 Esas – 15551 Karar sayılı ilamı ile; yapılan imar uygulamalarının iptaline karar verildiğinden davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı ancak eski hale ihya kararı verilmiş ise de iptal edilen imar uygulaması sonucu oluşan sicil kayıtlarının iptaline karar verilmemesi, ihyasına karar verilen taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmemesi ve yine harç ile vekalet ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesinin doğru olmadığı gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı Hazine vekili, davalı Adana ... vekili, davalı ... Belediyesi Başkanlığı vekili ve davalı ... A.Ş vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 08.09.2020 tarih, 2016/15442 Esas-2020/4653 Karar sayılı ilamıyla; ''...dava konusu uyuşmazlık, eklenen bu hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.'' denilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu 1067 parsel sayılı taşınmaz davalı ... Belediyesi ve davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir.
Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı ... Belediyesi ile davalı Adana Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte davacının haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesinin sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmekte ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının;
(1) Dördüncü bendinin çıkarılarak yerine "davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine…" ibaresinin eklenmesine,
(2) Beşinci bendinin çıkarılarak yerine "… davacı tarafından yapılan 970,02 TL yargılama giderinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine,
Beşinci bent içeriğinde yer alan birinci, ikinci ve üçüncü paragrafların çıkarılarak yerine "… davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına…" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.